Bugün 1Mayıs.
İşçi ve Emekçi Bayramı.
Emeğin ve alınterinin mücadele günü.
Haksızlığa, adaletsizliğe dur deme, sömürüye yeter deme günü.
Bundan 138 yıl önce direnişin fitilini ateşlemişlerdi Chicago’lu işçiler.
Kimi kurşunlanmış, kimine idam kararı verilmiş, yakılmış, hapislere atılmış... Ağır bedel ödeyerek kazanmışlardı.
Aradan yüz yıl geçse de bu tanımlar ülkemize uygun düşmüyor. Emek sömürüsünün en yoğun yaşandığı günlerden geçiyoruz.
İşçiler kış uykusunda, sendikacılar saltanat sofrasında.
Olsun yine de kutlayalım.
Kutlamamış demesinler.
Her yıl 1 Mayıs öncesi aynı terane.
Nerede kutlanacak?
Gözler İstanbul’da, kulaklar sendikacılarda, iktidar sözcülerinde.
DİSK, bazı sendikalar ve sivil toplum kuruluşları Taksim der, iktidar yanaşmaz.
Niye mi?
Güvenlik gerekçesi.
DİSK, 1977’de Taksim’de kutlanan 1 Mayıs’ta hayatını kaybedenlerin anısına der.
Karşılıklı söz düellosu...
İnatlaşma devam ederse 1 Mayıs sabahı yaşananlar hep birlikte televizyon ekranlarında izlenir.
1 Mayıs’a sendikalar sahiplenir, öyle de olması gerekir, ne var ki sözde değil, özde olmalı.
DİSK, sayısal ağırlığı olmadığından, toplumda yeterli güç ve desteği bulunmadığından zayıf kalıyor.
Türk- İş’i anlatmaya gerek yok; suya sabuna dokunmaz, elinin, yüzünün kirinden geçilmez.
Hak- İş iktidarın arka bahçesini mekan tutmuş, zevk sefasında, tatlı uykusunda.
Bu koşullar altında,1 Mayıs’ta hangi işçi emekçi sendika liderlerinin arkasında, meydanlarda haksızlığa, hukuksuzluğa, sömürüye dur diyecek, açlığa yeter artık diye haykıracak.
Sendikacıların öyle dertleri olmadığından bunlar yaşanıyor, işçi de işçi olamıyor, sınıf bilinci edinemiyor.
Günümüzdeki sekiz saatlik iş günü, hafta tatili, ağır çalışma koşullarının iyileştirilmesi, işçilerin haklarının yasal statüye kavuşması Amerika’daki işçi mücadelesinden gelir. Onun içindir ki, 1 Mayıs’ın evrensel bir değeri vardır. Rüzgar savruluşlu, kuş uçuşludur, sınır tanımaz.
Bugün işçiler, sendikacılar böylesi önemli günü anlamına uygun bir şekilde kutlayamıyorlarsa, o günün kadir kıymetini yad edemiyorlarsa günahı boyunlarına.
Bölgemiz işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin yoğun yaşadığı bir bölge.
Ülkemizin en büyük sanayi kuruluşu İsdemir adından söz ettirse de çalışanaların ve sendikalarının adı var kendi yok.
Böylesi anlamlı ve önemli bir gün, İsdemir’deki yetkili sendika tarafından İskenderun’da görkemli ve çoşkulu bir şekilde kutlanmalıydı. Çalışanların ve emeklilerinin özlemiydi bu. Bu konuyu şube başkanını arayarak sordum. Hak- İş olarak 1 Mayıs’ı Kocaeli’nde kutlayacaklarını, kendilerinin de yönetim olarak Konfederasyonun gönderdiği bildiriyi okuyacaklarını söyledi. Nihayetinde şube başkanıdır, mutlaka konfederasyonlarının talimatına göre hareket edecektir. Konfederasyon, 'Şube olarak sizin kutlamanız işçilerin kutlaması yerine geçecektir' diye düşünmüşlerdir belki! Bu, ağanın köylülerine, 'sizlerin düşünmenize, kaygı etmenize gerek yok, ben sizlerin yerine düşünüyorum' mantığına benziyor.
İskenderun’da 1 Mayıs kutlamaları, Eğitim- Sen’in organizasyonu ile yapılıyor, bölgedeki, sivil toplum kuruluşları, bazı siyasi partiler destek veriyor, her zamanki gibi olduğu kadar oluyor, fazla bir şey değişmiyor.
Ülkemizde her yıl kutlanan 1 Mayıs klasiği bu yıl da aynen yaşanıyor.