Bütçe görüşmeleri, sadece rakamların değil, değerlerin tartışıldığı bir zemindir. Ancak bu yılki oturumda, konuşma hakkı suskunluğa terk edildi.
İskenderun Belediye Meclisi’nin Ekim ayı olağan toplantısında 2026 yılı bütçesi görüşüldü. Bütçe kalemleri tek tek oylanırken, oylama öncesinde meclis üyelerince söz alınamadı. Yazı İşleri Müdürünün meclis görüşme usullerinin aksine yaklaşımına mecliste grubu bulunan siyasi partilerden itiraz gelmedi. İskenderun Belediye Meclisinde Yazı İşleri Müdürü’nün mevzuat yorumuna dayanan uygulama, meclis üyelerinin oylama öncesi 'belki' söz almasını engelledi.
Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliği’nin 13. maddesi açıkça şunu söyler: “Oylamaya geçilmeden önce görüşmeler tamamlanır.”
Mecliste bütçe oylamasındaki o detay ayrıca, yerel siyasetin hem görünür hem de görünmeyen katmanlarını da açığa çıkarıyor. Fısıldaşmalar, yüksek sesli itirazlara dönüşmeyince, usul tartışması bir kenara itilmiş oluyor. Bu da bize temsilin sadece teknik olmadığını hatırlatıyor…
Gassan Kuran’ın oylama sonrası yaptığı bütçe yorumu/teşekkür konuşması ise, meclis içi dengeleri ve siyasi nezaketi yansıtan bir örnekti. CHP’li Bütçe Komisyonu Başkanı olarak 'teşekkürle' bir uzlaşı dili kurmuş oldu. Ancak temsilin sesi, kararın ardından duyuldu. Bu görüşme, sadece rakamları değil, sessizliği de kayda geçirdi.
Bu sessizlik, üç farklı şekilde yorumlanabilir:
Usule saygı mı, bilgi eksikliği mi; temsil hakkının sınırlandırılması mı; mevzuatın yerel yorumu ve teamül mü?
Meclis üyeleri gerçekten mevzuata hâkimse ve bu uygulamayı doğru buluyorsa, sessizlik bir onay anlamına gelebilir. Ancak üyeler mevzuatın yorumuna tam vakıf değilse, bu sessizlik bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Bu da temsil gücünü zayıflatır.
Eksik yorum, usul hatasına itirazsızlık belki de tartışmalı bir uygulamayı kurumsallaştırmaya doğru da gidebilir. Bu noktada meclis üyelerinin sessizliği, teamülün yerleşmesine neden olabilir.
Özetle; hiçbir meclis grubunun (AKP, MHP, CHP) itiraz etmemesi, usul hatasını ortadan kaldırmaz.