Meral Tabakoğlu TOKSOY


İYİ HABERLERE, İYİ İŞLERE İHTİYACIMIZ VAR

Meral Tabakoğlu TOKSOY


Sabah haberlerinde Kadıköy Belediyesi’nin kadınlar için açtığı ücretsiz kaynakçılık kursu haberi ilgimi çekti. Bir süre önce Mersin Belediyesi’nin de (İnşaat işçisi, sıvacı, boyacı, kaynakçı) böyle bir çalışması olduğunu okumuştum, devam ediyor mu bilmiyorum. Bu tür projeler hem kadınlar hem de ülkemiz için sevindirici gelişmeler. 
O kadınların hevesi ve umut arayışı beni de sevindirdi. Kursiyerlerin biri mühendis olduğunu, işinden izin alıp şansını denemek istediğini söylerken, asgari ücretin üç dört katını kazanma şansından bahsediyordu. Mühendis olmasına rağmen o maaşı alamaması alışılmış olsa da normal sayılabilir miydi?
Kursa katılan bir diğer kadın, (İTÜ) İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olduğunu, “Meslek erbabı, zanaatkâr” olmanın önemini geç keşfettiğini itiraf ediyordu.
Sabah sabah, küçük çapta da olsa bu haber iyi gelmişti. Bu kadınlara üniversiteye başladıklarında, mezun olduktan sonra kaynakçı kursuna gideceksin deseler gülüp geçerlerdi. Ekonominin durumu hepimizin bakış açısını, gelecek için vereceğimiz kararları alt üst edebiliyor. Bu hanımların aldıkları kararı, seçtikleri meslek dallarını sonuna kadar destekleyenlerdenim. Yaşadığımız ekonomik çöküş insanlara normal zamanlarda tercih etmeyecekleri, cesaret edemeyecekleri, belki de akıllarına gelmeyecek atılımlar yaptırıyor. Çıkış yolu can sıkıcı olmakla birlikte, bu zor günlerin tek yararı, kadınların farklı iş kollarına yönelmesi olabilir.
Sonuç olarak gelecek günlerde erkek işi denilen işleri kadınlar da başarıyla icra edecekler. Birçok işte kendilerini çoktan kanıtladılar zaten. (Otobüslerde, metroda, takside şoförlük yapmaları gibi) Bu her açıdan olumlu bir gelişme
Haberi izledikten sonra İskenderun belediyesi de böyle bir kurs açmış olabilir mi diye biraz araştırdım ama bulamadım. Kadınlara yönelik kurslar denilince, akla ilk gelenler biçki, dikiş, pastacılık, aşçılık gibi genelde el becerilerine dayalı işler geliyor. Kadını ona biçilen bu rollerden, bu dar alandan kurtarmanın vakti geldi de geçiyor.  
Ayrıca, kadınların bunlardan çok daha fazlasını yapabileceğini, yaptığını biliyoruz zaten.
Ülkemizin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırmasında altıncı sıradaki bir fabrikaya sahip, sanayileşmiş bir şehir olan İskenderun’da yerel yönetimin bu tür çalışmalara öncelik vermesinin bölge halkına büyük yararı olacaktır. 
***
Haber devam ederken, bir restoranın artık yemeklerini işleyip, bir kısmını gübre, bir kısmını da hayvanlara kuru mama yaptıkları haberiyle içim ısındı. Daha da güzel olanı bunu ücretsiz dağıtmaları idi. 
İyi haberlerin neredeyse unutulduğu günümüzde morale ne çok ihtiyaç duyduğumu fark ettim. Meğer küçücük şeyler bile bizi mutlu etmeye yetiyormuş. Bu kadar kolaydı işte mutlu olmak…
Sokak hayvanlarının öldürülmesinin konuşulduğu şu günlerde mutluluğumuz ne kadar sürer bilmiyorum. Onların ‘uyutmak’ diyerek eylemi masum gösterme çabalarını komik bulduğumu söylemeden edemeyeceğim. Uyuyan her canlı bir süre sonra uyanır. Canlılara özgü bir durumdur uyumak! Uyanılmayan uykuya da ölüm denir! 
***
Zaman zaman boğazına kaçan cisimden dolayı nefes alamayan kişilerin haberine tanık oluyoruz. Çevrede ilk yardım bilen biri varsa o kişi kolayca kurtulabiliyor. Aksi halde ölümle sonuçlanabiliyor bu durum. 
Üçüncü güzel haber de bununla alakalı. Bir lokantada boğazına kaçan yemekten nefessiz kalan genç kıza, garsonun müdahale edip kurtarması. 
İlk yardımı bilmek, bir canın kurtulmasına neden oluyor. Bundan önemli ne olabilir ki… Altı Şubat felaketi ilk yardımın ehemmiyetini en acı şekilde öğretmiş iken, yerel yönetimlere ilk yardım kurslarını da hayata geçirmeleri için çağrıda bulunmak istiyorum. 
Asıl olması gereken, yediden yetmişe tüm yurttaşların ilk yardım eğitimi almasının zorunlu tutulması. 
Böyle iyi haberleri bir arada izleyince, farklı bir kanal izlediğimi düşünmeyin. :) Her zaman izlediğimiz, elde kalan birkaç kanaldan biriydi. Sadece şanslı günümdeydim galiba.
Umut veren haberlerle, iyi işlerin yapıldığı günlere doğru hep birlikte…