Recep YILDIRIM


Kapadokya

Recep YILDIRIM


“Güzel Atlar Ülkesi”. Yerleşime tam olarak ne zaman açıldığı bilinmeyen, insanlığın başlangıcı kadar eski masal diyarı. Genel kent algınızı altüst edecek görünümlerle bir doğa harikası. Dünyanın en güzel doğal müze alanı.

On yılı aşkın bir zaman önce televizyonda yayınlanan bir dizi üzerine Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi İskenderun’dan da onlarca otobüs kalktı Ürgüp’e. Bir konak dizisi nedeniyle de olsa özellikle çocukların bu harikaları görme fırsatı yakalamaları mutluluk vericiydi.

2024’ün son günlerinde Kapadokya’daydım. Doçent Dr. Ferda Barut Kemirtlek ve sevgili dostum Aydın Kemirtlek’in davetlisiydim. Anadolu Üniversitesinin bu çok değerli iki akademisyeniyle bu bölgeyi gezmek ve yeni yıla birlikte girmek çok keyifli olacaktı.

Doç. Dr. Ferda Hoca meğer yıllarını bu bölgeye adamış. Bilim, araştırma uğruna bir mağarayı mesken yapmış kendine. Pek çok bölgenin manastır sistemini incelemiş, pek çoğunu kayıt altına almış, kaybolanları, yok olanları saptamış.

Coşkuyla anlatıyor. Ne muhteşem bir andır o an. Kilise duvar resimlerini tek tek anlatır, yorumlarken azizlerin halesi gelip başına yerleşiyor Ferda Hoca’nın, tutkuyla anlattığı duvar resimlerinin bir figürü oluyor adeta, resmin içinden konuşuyor, o an canlanıyor. Mağara kiliselerin içi doğal olarak karanlık ama bir ışık demeti mutlaka yakalıyor Ferda Hoca’yı, Işığın, bilgiyi seveni sevdiği tezi kanıtlanıyor.

Kapadokya’ya, gitmediyseniz, mutlaka gidin. Sonra da o bölgeyle bağınızı koparmayın. Bu doğal müzenin yozlaştırılmasına, yok edilmesine izin vermeyin.

Meryem Nine, Tarsus’tan Kayseri’ye kadar yer altı kentlerinden gidilebildiğine dair masallar anlatırdı. Yer altı kentleri bulunuyor sıkça. Belki de masal değil gerçekti Meryem Nine’nin anlattıkları.