Nurullah ER


Karanlıklar ve Işıklar...

Nurullah ER


Dünya, varoluşundan bu yana iyi ile kötünün kavgasının yaşandığı, aydınlıkla karanlığın yer değiştirdiği mekân olarak bilinir.

Bunlar masallarda dinlediğimiz, hikâyelerde anlatılan, filmlerde izlenen yaşanan gerçekler ve olağanüstü olaylardır.

Bizler hep iyilerden yanaydık, kötülerin kaybedeceğine inanırdık.

Her karanlığın sonu aydınlıktır diye sabahı beklerdik.

Düşün ki uyanmak için sabahı bekliyoruz.

Tatlıdır uykulu anlar…

Güneşin doğduğunu bilsek de kafamıza çekeriz yorganı, ışıktan kaçıyor, aydınlığı istemiyor gibi.

Halbuki sabah aydınlığı bir başka olur, onun keyfine varanlar gün doğmadan kendini dışarı atarlar. Ne var ki insanın fıtratında vardır tembellik, zaman ertelemesi…

Binlerce yıldır yaşadığımız masalımsa dünyanın insanı getirdiği yer ortada.

Çarpık kentleşmenin getirdiği görüntüler gündüzleri çekilmez gibi görülse de geceleri, sokakları, caddeleri aydınlatan ışık hoşumuza gider. 

Nice acıların ateşinde ısınan, aydınlığında keyif sürenlerden geçilmiyor.

İyi kötü kavgasını, aydınlık karanlık çelişkisini yaşayan ne ilk nesiliz ne de son.

İyi kötü, aydınlık karanlık çelişkisi yaşansa da kavgası verilse de her zaman şafak ucundan kendini gösterir. Her karanlık içinde kendi aydınlığını saklar.

Sabahın tembelliği, karanlığın korkaklığı kadar, sabahın güzelliği, aydınlığında cesareti vardır.

Yok ben biraz tembelceyim, uykuya alışığım, elin üç koyunundan, beş keçisinden bana ne diyorsanız keyfinize bakın.

Güneş orada sizi bekliyor olacaktır...