Recep YILDIRIM


Kentin Düşmanları

Recep YILDIRIM


Kentler değişime çabucak ayak uydurur. Bir kenti yıllar sonra aynı bulmak çok zordur. Hafızaya önem veren insanların kurduğu kentler, mekanları özgün haliyle korumak için bir hayli emek ortaya koyarlar. Bu emeğin karşılığını da o bölgeyi ziyarete gelen turistlerden fazlasıyla alırlar.

Mekanları korumanın maliyeti, korunmuş bir mekânın getirisine oranla daima daha düşüktür. Bir kente gelen kişi, yeni yapılmış bir caddeye, üst geçide, apartmana, gökdelene neden ilgi göstersin ki? Bunlar her tarafta aynı zaten. Kentin ruhu, kentin tarihinde saklıdır. Eskişehir’e giden kişi Odunpazarı’nı, Ankara’ya giden kişi Hamamönü’nü, Kale’yi; İstanbul’a giden tarihî yarımadayı, Aydın’a, Muğla’ya gidenler Antik Yunan ve Roma’yı; Diyarbakır’a giden Sur’u, Gavur Mahallesi’ni; Mardin’e, Urfa’ya gidenler eski şehri gezmek isterler. Adana, Mersin, Antalya, Antakya, Bursa, Sinop, Erzurum, Van, Trabzon bu söylediklerimin tam göbeğindeki kentlerimiz. Her ne kadar bazı ziyaretçiler her kentte bulunan marka kahve mekanlarından, AVM’lerden fotoğraf atsa da amacı gerçekten gezmek ve görmek olanlar kentin -ne kaldıysa- geçmişini merak ederler ve bu gerçek değişmeyecek gibi duruyor.

Beton mikseri ve kule vinçler, kentlerin en büyük tehdidi gibi geliyor bana. Size de öyle gelmiyor mu? Beton mikseriyle kule vincin yanlış ellerdeki gücü, kentin belleğini silen bir tehdide dönüşüyor.

Daha önceki bir yazımda da belirtmiştim “tevazu” aslında müthiş bir bilinç gerektiriyor. Kendini, kendinden önceki bir tarihe eklemleme, kendini toplumsal belleğe karşı sorumlu hissetme, kişisel servetin yarattığı bönlüğü ete kemiğe büründürmeme önemli bir birikim gerektiriyor. Bizden öncekilerin eseriyiz, bizden sonrakilere karşı sorumluyuz.

Yerel yönetimlere önerimdir, kent haritaları yapsınlar, ilkokul öğrencilerinin anlayabileceği ve kullanabileceği haritalar. Şehrin önemli merkezleri işaretlenmiş olsun bu haritada. Öğretmenleri haritaya baka baka gezsinler şehri. Sonra da misafir ettikleri öğrencileri gezdirsinler.

Eğitimi dört duvar, ev-servis arasından kurtarabilirsek kent bilinci de hızla gelişecektir.