Mükremin KURTCEPHE


KUDÜS DE DÜŞTÜ MEDİNE DE

...tehlikenin boyutu görülmeli, tercihlerde ona göre şekillenip yönlenmeli


KESER DÖNER
SAP DÖNER

24 Haziran´daki seçimlerde oy kullanacak seçmenlerin, bilhassa da genç kuşağın bilmesinde fayda gördüğüm, Cumhuriyet ve değerleri düşmanlarının bazı görüşlerini bilinmeli ki, tehlikenin boyutu görülmeli, tercihlerde ona göre şekillenip yönlenmeli.

Bizdeki cahil-i cühela, yobaz takımı, her fırsatta Cumhuriyet değerlerini ve kurucularını, aşağılamaya, toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışırlar. Bir söz var hani; “Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur” derler. Bu gerici takımının mürekkep yalamışları söylemleriyle, medrese softalarının bile gerisinde kalıyorlar.
Bunların diploma sahibi olanlarından, Cumhuriyet gençliğine din bilgisi versin eğitsin diye görevlendirip, maaşını vergilerimizle ödediğimiz birisi Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Abdullah Akın, 'Daha enteresan 12 Haziran 1924. Camiler kapatılıyor, düşünebiliyor musunuz? Camiler satılıyor. Çok özür diliyorum, Çanakkale ve Bursa´da genelev olarak kullanılan camiler var. Ahır olarak kullanılan camiler var. Türkiye´de, camiler kapatıyorlar müessese olarak. Bunlar hep Lozan´ın gizli anlaşmaları. Bizim elimizde yok ama yansımaları bunlardır' diye söyledi. Ne rektörlüğünden nede YÖK ten, yalan bilgi paylaştığı gerekçesiyle bir soruşturma açıldığını duymadık.
“Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiçbiri olmazdı” diyen Kadir Mısıroğlu bugün, Beştepede danışmanlık yapıyor. Maaşı halktan kesilen vergilerle ödeniyor.
Türkiye´de hiç kimsenin, Lâ yüs´el olmadığını vurgulayan birileri “Altını çiziyorum; modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum” diyerek gençleri, kendileri gibi düşünmeyenlere kinlendirmiş, o gençlik, ülkemizin kadim halklarından olan, yasal bir partimizin, Kürt milletvekilinin anasını, vasiyeti olduğu yere gömdürmemişlerdi.
Millet düşmanı, ümmet sevdalısı, Osmanlı hayranlarından birileri geçen günlerde İstanbul Esenyurt´ta bir konuşma yapıp, bana göre saçmalamış, özetle: “Esenyurt´un hiçbirimize ihtiyacı yok ama Tayyip Erdoğan´a ihtiyacı var. Niye var? Burayı kaybedersek Kudüs´ü kaybederiz hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslam´ı kaybederiz, Mekke´yi kaybederiz. Onun için ona ihtiyacımız var.“Esenyurt´u kaybedersek Kudüs´ü kaybederiz, İslam´ı kaybederiz, Mekke´yi kaybederiz” demiş.
Bu cahil ve gafil gibi düşünenlere hatırlatmakta fayda var. Bizim Bektaşi yoldaşların deyimiyle siz önce elinize, dilinize, belinize sahip olmayı öğrenin. İslam´ın koruyuculuğu sizin gibilere kaldıysa vay bizim Müslümanlığımıza deyip, Elmalı´nın tercümesinden, inananlar için hatırlatalım. “Şüphe yok ki, o Kuran´ı Biz indirdik. Biz; her halde onu muhafaza da edeceğiz!” (Hicr,15/9)
Yanmaz kefen, Cennete götüren terlik satmakla Müslüman olunmadığı gibi, okuyup üfürmekle de, bozulmuş silah çalışmıyor. Özetleyecek olursak, milletle ümmet aynı düşünmüyor. Medine, Osmanlının yaptığı Ecyad kalesini yıkan Suudi Arabistan´da; Kudüs de, ABD Başkanının, elçiliğini taşıma emrini verdiği İsrail´de, ama bundan ümmetin haberi yok herhalde.