KİTAPLAR AKLIN İLACIDIR
William Sheakspeare
Eski Pers İran Persepolis kütüphane kapısında şöyle tarihsel bir cümle vardır. “Söz uçar yazı kalır”
Bir bilim adamı; 'Bir kitap okudum dünyam değişti.'
Albert Einstein “kitap okumayı bırakırsanız cehalet kapınızı çalar” tarih boyunca insan soyu hep arayış içinde oldu. İnsan soyu yazının keşfi sonucu süreç içinde uygarlaşma kapısını çaldı
İlk Medeniyet eski Mısır’da başlayıp Mezopotamya Anadolu topraklarına yansıdı.
İlk Ninova Musul Kütüphanesi İskenderiye kitaplığı Ortadoğu topraklarında olması tesadüf değil
Aydınlanma batıya doğudan geçti. Bağdat ya da Basra genelde medeniyet bu bölgede doğdu ve gelişti.
Peki, insanlığın yeni insana geçişe öncü olan bu topraktaki ülke insanı neden geri kalmışlık içinde?
Sorgulanması gerek!..
Ortadoğu halkları felsefeye bilime arkalarını döndüler yani yeniliğe duvar ördüler örneğin, eski Mısır’da İskenderiye kütüphanesinde görevli öğretim üyesi genç bir kadın uzayın sırrını tartışmaya açmıştı.
Büyük Goethe “Eğer 3.000 yıllık incelemezseniz günü birlik adam olursunuz” yazar Sabahattin Emir büyük eserler kitabında şöyle der;
Büyük adamların kitabı değerleri yersiz bir değerlendirme değildir. Kitabın büyük ve vazgeçilmez eserini layıkıyla anlatmalıyız. Okumak şüphesiz tutkunun en asil yönüdür. Akıl ve muhakeme hayal gücünü çalıştırır. İyiye, güzele, doğruya götürür ve medeniyet alemine büyük eserler kazandırır.
“Okumak bir sanattır”
Örneğin Tarsus’ta bir felsefe okulu vardır. Öğretim üyeleri bilimciler Aristo, Eflatun filozof politikacı Cicero bu aydın kişiler çağına göre politika tartışıyor.
Aristo, bana politik olmayan insandan bahsetmeyin.
Acaba Ege’de Hemeros’un Troya destansal, İliada kitaplarını yazmasına nasıl bakmalıyız?
Tarihsel Bergama, Efes kütüphanesinin bu bölgede olması uygarlığın bir göstergesi değil midir?
Bu konuda Victor Hugo’yu dinleyelim,
Bir kitap dünyadan daha geniştir çünkü maddeye düşünceyi katar.
Evet, kitabın gücünü anlatmaya çalıştık!
1972 yılları idi, Edebiyat hocası bir arkadaşım bana Sabahattin Eyüpoğlu’nun kitabı mavi ve kara ve Fransız yazar-filozof Jean Paul Sartre’nin sanat, felsefe ve politika üstüne konuşmalarını içeren yazılar vermişti.
Felsefe bu süreç içinde bu iki kitap benim için çok öğretici olmuştur.
Eyüpoğlu’nun mavi ve kara kitabında köy enstitülerinin kapatılma olayına çok önemli açıklama getirmektedir.
Eyüpoğlu bunu şöyle anlatmaktadır, ABD Başkanı Kennedy’yi kimler öldürdüyse köy enstitülerini Kennedy’yi öldürenlerle aynı düşüncedeki adamlar tasfiye etti.
Aslında Kennedy’ye Küba’yı işgal etmeyip barışı savunmanın bedelini ödettiler.
Jean Paul Sartre aydın olarak çağına düşen sorumluluğu yerine getirip Fransa’nın Cezayir’i işgal döneminde bağımsızlık mücadelesini veren yurtseverlerin katliamını bir kitabında şöyle dile getirmiştir.
“Bizler bir Fransız vatandaşı olarak hepimiz katiliz” Sartre Batının verdiği Nobel Edebiyat ödülünü reddetti.
Günümüzde artık 18 - 19. Yüzyılda Dünya klasik kitapları yazılmıyor.
Tolstoy’un Anna Karanina, Alexsandre Dumas’ın Kont Monte Christo, Hugo’nun Sefilleri bugün bile güncelliğini devam ettirmektedir.
Emile Zola’nın Profesör Sami Selçuk’un deyimiyle dreyfus davası dünyada unutulmayan yargılama yanılgısı, hukuk faciasını teşhir ederken Zola yazdığı kitapla dünya aydınları etkilemiştir. Sonuçta gerçek adalet yerini bulmuştur.
Burada önemli olan kitabın ne kadar güçlü olduğu aslında bir gerçeği bir felsefecinin sözcüğü ile noktalayalım;
Kitapla yönetilmeyen ülkeler geri kalmışlığı aşamazlar.
İnsanlığın en büyük keşfi yazı makinasını bulan bilim adamı Gutenberg’in matbaası Ortadoğu ülkelerinde neden 300 yıl sonra yayına geçti
Bunun sorgulaması yapıldı mı? Hayır!...
Acaba neden kitap evleri kapanıyor, anlatalım.
Geçtiğimiz günlerde gazetelerde ilginç bir haber İstanbul Taksim’deki asırlık kitapçısı kapandı. Yüzyılın başından beri İstanbul’un en eski kitapçısı olarak bilinen library’de kepenkleri indirdi. Kitapçı 1920’de kurulmuştur.
Hatırlayalım 12 Eylül 1980 döneminde kitaplar suçlu olarak yargılandı. Yine 12 Mart sürecinde kitaplar tasfiye edildi.
Peki aydınlanma merkezi Fransa Paris’e en yakın Notredame’da görkemli yapılar içinde dikkati çeken 133 yıllık Gibert Jeune kapandı. Bu kitaplık Paris’in adeta kültür merkeziydi.
İstanbul dünya şehri Pera, Beyoğlu, İstiklal Caddesi tünele kadar kitapçılarla kuşanmıştı.
Peki ne oldu bu kitapçılar?
Bu önemli sorgulamaya unutulmaz Edebiyat yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bir yazısıyla cevaplayalım,
Kitaptan niçin korkarlar bunu bir türlü anlamıyorum, kitaptan korkmak insan düşüncesinden korkmak insanı kabul etmemektir. Kitaptan korkan adam bırak senin yerine ben düşüneyim diyen kişidir.
Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Metin Celal kitapla barışıyoruz.
Acaba sayın Metin Celal’in söylediği gibi kitapla insanlık ne zaman barışacak?
Bize göre Nato’ya bütün savaşlara Don Kişot’ça tavır koyduğumuz zaman!..
Ne demişti Sheakspeare, kitaplar aklın ilacıdır.