Nurullah ER


KÖTÜLÜĞÜN İLACI

Nurullah ER


Banka borçları arttıkça vefa borçları unutuldu.
Geçen depremde yıkılan bir binanın molozları önünde postacı banka kartı ekstre ödemesini sahibine vermek için bakınıp duruyordu.
Yaşar Kemal’in romanında ‘ o güzel insanlar, o güzel atlara bindi gitti” dediği gibi o güzel insanlar şimdi yoktular.
Bir ömürlük emekleri heba olmuş, kendileri de yaşamlarının sonbaharında Yaşar Kemal’in beyaz atına benzer ata binip gitmişlerdi.
Ne dikili bir ağaçları, ne de yurtları yuvaları kalmıştı.
Soracak o kadar soru var ki, karşılığını almak için muhattap bulamadıktan, çözüm üretemedikten sonra neye yarar ki.
Kesin tedavi için yarayı yeniden kanatmak gerekiyor.
Ruhumuzda ki adalet bir ayaklansa demokrasiyi kötüye kullananlar, güzel atlara değilde cin atına biner kaçarlar.
Düşünenlerin mağlup, düşünmeden yaşayanların galip olduğu zamanlar, seyirciler de kötü rol oyuncusu olurlarmış.
Kaybolan güzelliklerin kalmayacağını, çoğalan kötülüklerin günden güne artacağını öğrenmek için belki de geç kalıyoruz.
Dürüstlerin söyleyeceği sözler vicdansızların anlayacağı şeyler değil. 
Kirli para önce damarda dolaşan kanı kirletirmiş.
Ardından da kalp kararır, vicdan susarmış.
Kötüye dönüşen hayatta iyiler kabuğuna çekiliyor.
Kötülüğe karşı tıp ilaç üretmemiş ama şairler boş durmamış.
Şiir genelde zulme başkaldırmak, güzelliği kucaklamak, sevgiyi sarıp sarmalamak için yazılmıştır.
Bunu da bu coğrafyada Pir Sultan, Dadaloğlu, Karacaoğlan, Yunus Emre üstlenmiştir.