Nurullah ER


Liseli Olmak

Nurullah ER


İnsan yaşamın en zor yıllarıdır liseli günler.

Kolay mı ekonomik sorun yaşayan, sosyal rahatsızlık içinde bulunan bir ülkede hem genç hem de öğrenci olabilmek?

Hayat yolculuğuna çıkmışlardır. Ama yolları dikenli, karlı, puslu…

Gözlerinde bulanık bir dünya.

Onlar eğitimin ne ilkinde ne ortasında ne de üniversitesinde.

Eğitimin hem içinde hem dışında, farklı bir dünyada.

Onları ne zaman görsem, sevgi dolu gözlerle bakarım.

Çarşıya indiğimde Mursaloğlu Lisesinin önünden geçerken okul çıkışlarına rastladığımda dağılana kadar bakınırım.

Şen şakrak görülseler de şakalaşarak yürüseler de itişip kalkışsalar da kanatları kırık melek gibiler.

Gözlerinden belli.

İçlerinde umut, haylerinde gelecek kaygısı.

Zekice bakışlar, çaresiz duruşlar…

Başlarından kavak yelleri esse de bahar mevsimi gibi görülseler de karakış bakışlılar, filiz kıran fırtınası yemişler gibi.

Bir şey soramıyorum.

Biliyorum, olur olmaz bahaneler, çelişkili ifadeler…

Yüzlerinde bin bir renk, yüreklerinde bin bir dilek.

Dersleri, arkadaş ilişkisi, aşkı, aile ortamı, geçim kaygısı, gelecek umutsuzluğu... Hepsi omuzlarına binmiş gibi.

Onların, devletinden, ailesinden, çevresi ve tüm toplum tarafından beklentilerinin olduğunun bilinmesi gerekir.

Dünya küçücüktür onlara göre, avuçlarının içinde, parmaklarının uçunda iki tuşa basmak yeterli. Bununla dünyanın neresinde, olduklarını biliyorlar, çaresizliğini yaşıyorlar. Hayattan çok ölümün, insanlıktan çok zulmün yaşandığını görüyorlar.

Onlar liseli bilinseler de öğrenci olarak adlandırılsalar da varlığımızı geleceğe taşıyacak neslimizin mirasçıları bilinmelidir.