Mehtap Sert


NAFAKA HAKKIMIZ VAZGEÇMİYORUZ

Mehtap SERT


Siyasi iktidar katıldığı bir radyo programında “15 sene önce evlerde fırın bulabiliyor muyduk, buzdolabı bulabiliyor muyduk?” şeklinde bir beyanda bulundu. Buzdolabının 1960, fırının 1963 yılında üretimine başlandığı, 1997 yılında beyaz eşyada satış rekoru kırıldığı gerçeği bir yana ülkedeki hiçbir beyaz eşya firmasının buna itiraz etmemiş olmamasına ne diyelim? Kabullenilmiş çaresizlik hali yılların beyaz eşya firmalarını bile susturabiliyor. 

Tırnak içinde kendilerini nafaka mağduru olarak tanımlayanların hiçbir veri sunmadan mağdur edebiyatı yapmaları da bu anlayıştan besleniyor. Dünyada muhafazakâr popülist siyasi iktidarlar eliyle yayılan toplumsal cinsiyet karşıtlığı ile uyumlu ülkemizin toplumsal kodları, siyasi iktidarın kadın politikaları her türlü şiddetle beraberinde ekonomik şiddete meşru alanlar yaratıyor. Medeni kanunda yapılmak istenen değişikliklerle toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten eşitlikçi hukuk düzenlemeleri değiştirilmek isteniyor. Yoksulluk nafakası bu eşitlikçi düzenlemelerden biridir. Yasada boşanma sonrası yoksulluğa düşen her iki taraf için de talep edilebilir bir haktır. Yoksulluk nafakası talep edenin ekonomik durumunda iyileşme olması halinde kaldırılabilen bir hak olması sebebi ile süreli bir haktır. Yargıtay’ın bir dönem nafaka yükümlüsünün gelir durumunun yüzde otuz beşine tekabül eden rakamları ekonomik gerçeklikle örtüşürken, son yıllarda takdir edilen rakamlar yoksulluğu derinleştirmektedir. Tahsil edilemeyen nafakalar kadının boşanmamayı tercih etmesine neden olmaktadır. Eşitlikçi yasalar kanunda varlığını korurken pratikte hayata geçirilmemektedir. Yoksulluk nafakası ile ilgili değişiklik ihtiyacına dair verilen tekil örnekler ülkedeki kadın yoksulluğunun gerçekliği ile örtüşmemektedir.

2024 yılında Kadın dayanışma vakfı tarafından 16 farklı ilde 155 adet dosya üzerinden boşanma davası ile birlikte ya da boşanma davası sonrası açılan nafaka dosyası üzerinden güncel bir veri analizi yapılmıştır. 155 dava dosyasının,  118 tanesi hem boşanma hem nafaka davası olarak 37 tanesi ise yalnızca nafaka davası olarak açılmıştır. Boşanma davalarından 16’sı anlaşmalı olarak açılıp sonuçlanmış dosyalarken, 26 dosya çekişmeli olarak açılıp anlaşmalıya dönüşmüş, 76 dosyada ise yargılama çekişmeli olarak başlamış ve sonuçlanmıştır. Boşanma davası harici açılan nafaka davalarının 20’si nafaka miktarının arttırılmasına, 13’ü nafaka bağlanmasına, 3’ü nafaka miktarının indirilmesine, biri ise nafakanın kaldırılmasına ilişkindir. 

Nafaka talebi bulunan dava dosyaları incelendiğinde mahkemelerin daha çok çocuklar için yapılan nafaka taleplerini kabul ettiği görülmektedir. Kadınlar boşanma davalarının yüzde 38’inde tedbir, yüzde 33’ünde yoksulluk nafakası talep etmemiştir. İncelenen boşanma davası dosyalarında, kadınların kendileri için tedbir nafakası taleplerinin yüzde 73’ü kabul edilirken yoksulluk nafakası taleplerinin yargılama sonunda kabul oranı yüzde 63’dür. Çocuklar için talep edilen tedbir nafakasında kabul oranı yüzde 87, hükümde kabul edilen iştirak nafakası oranı ise yüzde 96’dır. 

Mahkemeler yardım nafakası talepli 4 dosyada bu talepleri kabul etmiştir. Bir dosyada da tarafların anlaşması ile süreli nafaka kararı verilmiştir. Söz konusu yoksulluk nafakası taleplerinin yüzde 6’sı ise daha önceden belirlenen yoksulluk nafakası tutarının değiştirilmesi için yapılmıştır. Bu talepler arasında nafaka tutarını çok bulan erkeklerin talepleri de mevcuttur. Diğer yandan yoksulluk nafakası talepli dosyaların yüzde 13’inde de bu talepten dava sırasında vazgeçilmiştir. Nafaka talepleri mahkemeler tarafından genelde kabul görse de hükmedilen nafaka miktarları asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırı gibi genel ekonomik veriler çerçevesinde ele alındığında oldukça düşüktür.

Kadınlar için mahkemeler tarafından hükmedilen tedbir nafakalarının 41’i en fazla aylık 500 TL’dir. Mahkemeler tarafından kabul edilen eş için tedbir nafakalarının yüzde 27’si ise aylık 501 – 1000 TL aralığındadır. Eş için tedbir nafakalarının toplam yüzde 72’si 1001 TL’nin altındadır. Aylık 1001-1500 TL olarak hükmedilen eş için tedbir nafakaları yüzde 16 iken 1501 TL üzerinde eş için tedbir nafakaları toplam dosyaların yüzde 16’sını oluşturmaktadır. Tek tek bakıldığında eş için talep edilen toplam 54 tedbir nafakasından sadece 3’ü 3501 TL’nin üzerinde hükme bağlanmıştır. 

Bağlanan nafakaların hiçbirinin kadının bağımsız yaşam kurması için yeterli olmadığı açıktır. 
Erkek egemen zihniyetin nafaka ve mağduriyet arasında kurduğu illiyet bağının toplumsal gerçeklikle ilgisinin olmadığı 2024 nafaka raporu ile analiz edilmiştir. Medeni Kanun’da yoksulluk nafakasının hedef alınması kadın yoksullaşmasının bir alanda daha yaratılarak kadının evliliğe mahkûm kılınmak istenmesidir. Eşit, özgürlükçü, laik yarınlar için toplumun her kesiminden kadınlar tek ses “Nafaka hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz “diyor. İyi ki kadınlar var ve susmuyor, itaat etmiyorlar.