Nurullah ER


NEVRUZ

Nurullah ER


Nevruz, Farsça yeni gün alamı taşımaktadır.

21 Mart tarihi, gün dönümü olarak bilinir, baharın başlangıcı sayılır.

Geceyle gündüzün eşitlenmesi, bundan böyle havanın ısınması, günlerin uzamaya başlaması, aydınlık günlerin daha da artmasıdır.

Yaşamsal döngüsünü doğada gören insanoğlu; enerjisin, rengini, güzelliğini, bereketini doğadan aldığına inandığından, böylesi günü önemseyip bayram sevinci göstermesi elbette önemlidir. 
Uzun kış günlerinden sonra böylesi bir güne kavuştuğuna, sevinir, bayram eder…

Kendi varoluşunu efsaneleştirerek kahraman yaratır, onun öncülüğünde tarih sayfasında yerini alarak gelenekselleştirir, bir kültür oluşturur.

İnsanlar, Orta Asya ve Ortadoğu kültüründe yer edinmiş olan bahar geleneğini, kendi yaratılışlarını da efsaneleştirerek bu tarihsel geleneğe bağlamışlardır.

İran’ın bu geleneği üç bin yıldır sürdürdüğü, Zerdüştlerin, Bahailerin kutsal gün kabul ettiği, Türklerin Ergenekon’dan çıkışı için demir dağı eritme ateşinin yakılması, Kürtlerin Demirci Kava efsanesinde zalim kral Dehaka’a karşı isyan ateşinin yakıldığı günü bu tarihle buluşturmuşlardır. Yüz yıllardır efsanevi bu tarihi günü bayram sevinciyle kutlamışlardır. Türkiye dahil Ortadoğu ve Orta Asya coğrafyasında 23 ülkenin böylesi bir kültürü kendi geleneğiyle kutladığı bilinir.

Anadolu insanı doğayı sever, onun bir parçası görür kendilerini. Bilimin tekniğin gelişmediği yıllarda doğa olaylarını kendilerine göre yorumladıkları, doğa takvimi yarattıkları, tarım ve hayvancılığı bu takvime bağlı yaptıkları bilinir.  Yıllardır Anadolu’da Nevruz ve Hıdırellez baharın başlangıcı sayılır, yarattıkları efsanelerle bayram havası içinde kutlarlar.

Anadolu coğrafyasında baharı kutlama geleneği vatandaşlar tarafından evinde, köyünde, mahallesinde, kasabasında resmi olmadan kendi geleneklerine göre kutlanmıştır yıllardır. 1980 sonrası Kürt kökenli vatandaşlar tarafından resmi ve kitlesel olarak siyasileştirilerek bayram havası içinde kutlanmak istense de o dönemin iktidarları sıcak bakmamışlardır. Korsan gösterilerle kutlanan 21 Mart Nevruz kutlamalarında vatandaşlar polisle karşı karşıya gelmişlerdir. 1992 yılında kutladıkları Nevruz gününde polis müdahalesiyle ölenler, yaralanalar ve tutuklananlar olmuştur. 1995 yılına geldiğinde, dönemin iktidarı Nevruz aslında Türk bayramıdır, Türklerin Ergenekon’dan çıkışıdır diyerek resmi olarak kutlamışlar, dönemin bakanları, valileri bile ateşin üzerinden sıçramışlar, Kürt’lerin kutlamalarını gayri resmi saymışlardır. Kürtler tarafından kutlanan Nevruz her dönem sancılı ve olaylı geçmiştir. Bundan sonra Nevruz nasıl kutlanır sorusunun cevabı, şu anda demokratikleşme ve Kürt açılımı yapanlara göre umutların bağlandığı gün olarak görülmekte. 

Mitolojiyi zorlayarak, suni efsaneler yaratarak, La Fonten’den masallar yaratarak Nevruz’a sahiplenme ve kutlama olmaz. 1980’den önce bu ülkeye bahar gelmiyor muydu? Kürtler Demirci Kava’yı tanımıyorlar mıydı? Örste demir döven, ateş etrafında halay tutan, yumurta tokuşturan bürokratlar Kürtler Nevruz’u kutlamaya başladığında mı, Türk bayramı olduğunu hatırladılar?

Doğayı, mevsimleri bile kendi siyasetine alet edenlerden bu ülkeye bahar gelmez. Siyaseten siyaset yapanlar, dünyayı rahat bırakın, doğaya saygı gösterin; o yazını da kışını da yaratır, baharını da oluşturur. Yeter ki onu incitmeyin, siyasetinize alet etmeyin.

Bir değer efsaneleştikçe çoraklaşır, siyasileştikçe soysuzlaşır.