Halit KATKAT


Nitelikli ve niteliksiz okul ayrımı ne getiriyor?

Yap boz oyununa dönen ve on beş yılda 12 değişikliğin yapıldığı eğitim sisteminde TEOG sistemi kaldırılarak yerine sınavsız olduğu bakan tarafından iddia edilen yeni bir değişiklik daha yapılmaktadır.


Yap boz oyununa dönen ve on beş yılda 12 değişikliğin yapıldığı eğitim sisteminde TEOG sistemi kaldırılarak yerine sınavsız olduğu bakan tarafından iddia edilen yeni bir değişiklik daha yapılmaktadır. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından açıklanan yeni sisteme göre: Nitelikli okullara gitmek isteyen öğrenciler, haziran ayında merkezi sınava girecek. Buna göre fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve proje okullarının da aralarında bulunacağı 600 civarında lise, mayıs ayında MEB tarafından “sınavla öğrenci alan okul” olarak ilan edilecek. İsteyen tüm 8. sınıf öğrencileri bu 600 okul için MEB tarafından merkezi olarak yapılacak sınava girebilecek. Sınava giremeyen ya da sınavı kazanamayan öğrenciler ise adreslerine en yakın 5 okulu tercih edebilecek; bu şekilde öğrencilerin yüzde 90´ı sınava girmeden bir okula yerleştirilebilecek. 

Hani sınavlar kaldırılıp öğrenciler sınav stresinden kurtarılacaktı?
Yılmaz, yeni liselere geçiş sistemini basın toplantısı yapmak yerine Anadolu Ajansı Editör Masası´nda açıklıyor.
Muhalif basının ya kapatılıp ya da yazarlarının içeri atılarak susturulmaya çalışıldığı bir ortamda yine de ne olur ne olmaz, yanıt veremeyeceği dikenli sorular sorulur diye, sayın Bakan, basın açıklamasından kaçınmış olmalı.
Bir defa Bakanın açıklamasından anladıklarımız şu ki:
Bu yeni sistemle okullar şimdi ikiye ayrılıyor, nitelikli olan okullar ve nitelikli olmayan okullar. Nitelikli yani öğrencilerin yüzde onunun gidebileceği okullara işçi ve emekçilerin çocukları gidemeyecek. Çünkü o okullar paralı ve sınavla öğrenci alıyor, işçi ve emekçilerin ne çocuklarını sınava hazırlamak için öğretmen tutacak parası var, ne de okula verecek parası. Böylece eğitimdeki sınıf ayrımı bakanın ağzından bir kere daha ilan edilmiş oluyor; yüzde 10 'nitelikli' yani burjuvalar ve yüzde 90 'niteliksiz' yani emekçi halk.
Bu konuda eğitimcilerin itirazları da şöyle: Adrese dayalı kayıt sistemi öğrencilerin istediği okula gitme hakkını elinden almaktadır. Adrese dayalı kayıt sistemi ile okullar arasındaki eşitsizlik, öğrenciler açısından sınıfsal eşitsizlikleri daha da gözle görünür hale getirecektir.
Çok sayıda veli, öğrencisinin gitmesini istediği okulların bulunduğu bölgelere taşınacak, buralarda oluşan yoğunluk trafik ve kiraların artması gibi sorunları da beraberinde getirecektir.
Ekonomik nedenlerle ikametini değiştiremeyen ailelerin çocukları ise nitelikli okullar olarak belirtilen okullara gidemeyeceğinden yaygın bulunan açık lise ya da imam hatip liselerine gitmek zorunda kalacaktır. Her eğitim bölgesinde her tür okul bulunmayacağından öğrenci tercihi gerçekleşemeyecektir.
Okul türlerine göre sınıf mevcutları 25, 30, 34 olmak zorunda olduğuna göre talep, bu kontenjanları aşarsa yerleştirme nasıl olacaktır? Bu durumda sahte adres değişiklikleri, torpil gibi unsurlar devreye girmeyecek midir? Okul yönetimleri ile veliler arasında sürtüşmeler yaşanmayacak mıdır?
Eğitim sisteminin esas unsurları olan öğrenciler, veliler ve öğretmenlerin görüş, öneri ve katkıları dikkate alınmadan tepeden Bakanlık vb. üst düzeyden 'ben yaptım oldu' anlayışı ile yapılan bütün değişiklik kararlarının başarısızlığa uğraması kaçınılmazdır. Eğitim sisteminde 15 yılda13. değişikliğin yapılması da bundandır.