Müslüm KABADAYI


O BİR DOSTLUK IRMAĞIYDI

Müslüm KABADAYI


İnsanlar vardır, dost nakışlı gözleriyle size yaşama sevinci verirler. Karşılık beklemeden, içinden geldiği gibi paylaşırlar dostluklarını. Yaşarken tüm zorluklara, ölümcül hastalıklara karşın dostlarından kahkahalarını eksik etmezler. İşte bende böylesine güzel izler bırakan İbrahim Yeral dostumun ölüm haberini aldığımda şöyle dedim: “Yapmayın! İbrahim ölemez! O yaşam sevdalısıydı. O güzel dostumla kitap çıkarma hazırlığımız vardı. Heyecanlıydı. Ölümünü kabul edemiyorum.” Onunla yaşamını ortaklaştıran ve iki evlatlarıyla geleceğe yolculukta yoldaşı olan Bedia Öğretmen, şöyle karşılık vermişti bana: “Çok teşekkür ederiz. Sizi çok seviyoruz. Sizden şiir kitabı için destek alabilir miyim? Çok istedi kitabı çıkarmayı…” 

Edebiyat Öğretmenliği yanında tiyatro oyunculuğu yapan, şiir dinletileri düzenleyen İbrahim kardeşimizle 30 yıl önce Antakya’da tanışmıştık. Yaratıcı üretkenliğimizle Eğitim Sen’de şiir programlarını İlkay Efe, Alaattin Keleş ve Mera Şahutoğlu arkadaşlarımızla gerçekleştirdik. Antakya İnsancıl Dergisi Temsilciliği’nde söyleşiler yaptık. O zamanlar şiir, denemeler yazdığını biliyordum. Zaman zaman yazdıklarımız üzerine yorumlar, tartışmalar yapar, önerilerimizi önemser ve yazılarımızı zenginleştirirdik. Sonraki yıllarda mesleğini Zonguldak ve İzmir’de sürdürdüğünde de bağımız hiç kopmadı. Yazıştık, telefonlaştık ve ziyaretlerle kucaklaştık. İzmir’deki her etkinliğe gittiğimde mutlaka gelir, katkıda bulunurdu. Kendisiyle birlikte Melik Kafadar, Arif Okay vd. kentteşlerimizle özlem giderirdik. İki yıl önce buluştuğumuzda amansız hastalığa yakalandığını söylediğinde beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Hastalıkla savaşımında ona büyük destek veren Bedia Öğretmen’den bilgi aldığım gibi kendisiyle de görüşerek moral motivasyon sağlamaya çalışıyordum. Onu bir kez hastanede ziyaret ettiğimde İlkay ile Alaattin dostlarımızı kızlarıyla birlikte depremde kaybettiğimizi söyledim. Boş bulundum, çünkü İbrahim kardeşim “Eyvah!” diyerek haykırdı. Çok üzülmüştü. O üzücü atmosferi dağıtmak için epey çaba sarfetmek zorunda kalmıştım. 

Onun hastalıkla mücadelede başarılı olduğunu gördükçe seviniyordum. Yaşama sevincini ateşlemek için yazdığı denemeleri, şiirleri ve öyküleri kitaplaştırmak için yardımcı olmaya karar verdim. Denemelerinden oluşan ilk kitabını “Geç Kalmış Yazılar” başlığıyla yayınlayıp kendisine gönderdiğimde çok sevinmişti. Diğer yazılarını da kitaplaştırmak için çalışmaya başlamış, telefonla yaptıklarını paylaşıyorduk. Ekimde şiirlerini yayımlamayı planlamıştık. Ne yazık ki bir sabah telefonuma düşen mesajla o güzel dostumun öldüğünü öğrendim. Kolum kanadım kırıldı. Höykürerek ağladım. Onun dostluğunun boşluğunu doldurmanın olanaksızlığı içinde kıvrandım. İnsanlaşmanın zor zamanlarından birindeydim…

İbrahim Yeral dostumuz, güzel izler bırakarak aramızdan ayrıldı. Onun şiir kitabının da gün yüzüne çıkması, okurla buluşması için çalışmak görevini de bana yükledi. Umuyor ve diliyorum ki gecikmeden bu sorumluluğumu yerine getiririm. Bedia Öğretmen’le iki yeğenimizin de acılarını biraz da olsa hafifletiriz. Onu tanımayanlar için kitabında yer alan yaşam öyküsünü paylaşmak istiyorum. Dostluk ırmağı olarak geleceğe akmasını diliyorum.

1968 yılında Hatay/Antakya'ya bağlı, yukarı Ekinci Köyü'nde doğdu. Ailesi çiftçiydi. Babası da (Ali Yeral) marangoz işleriyle uğraşıyordu. İlkokulu yukarı Ekinci köyü'nde tamamladı. 1980 yılında Yukarı Ekinci'de kurulan evden bozma, bodrum katında eğitim- öğretime açılan Ekinci Ortaokulu’na kaydını yaptırdı. 80 darbesi olduğunda okul kapatıldı. Antakya'daki Atatürk Ortaokulu’na devam etti. Buradaki eğitimini bitirdikten sonra, o zamanki Antakya Merkez Lisesi’ne kaydoldu. Edebiyat dersine ilgisi büyüktü. Bu ilgi öğretmenlerin ilgisini çekti. Lise eğitimini tamamladıktan sonra Van 100. Yıl Üniversitesi'nin Fen-Edebiyat Fakültesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı (Türkoloji) Bölümü’nü kazandı. 

Buradaki eğitimi tamamladıktan bir yıl sonra, memleketi Hatay'da Oğlakören İlköğretim Okulu'na Türkçe Öğretmeni olarak ataması yapıldı. Üç yıl burada görev yaptıktan sonra ikinci dereceden zorunlu hizmetini Zonguldak Kilimli Endüstri Meslek Lisesi’ne ataması yapıldı. Karadeniz'in doğası, denizi ve insanlarını çok sevdi. Burada da üç yıl görev yaptıktan sonra atamasını İzmir'e istedi. 2000 yılında İzmir'in Mevlana Mahallesi'ndeki Şehit Teğmen Murat Aslantürk İlköğretim Okulu'na ataması yapıldı. Burada da üç yıl görevini bitirdikten sonra Bornova'daki Mustafa Kemal Anadolu Lisesi'ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak ataması yapıldı.

Zonguldak'ta Belediye Konservatuarı’nda iki yıl profesyonel eğitim aldı. Tiyatro sahnesinde oyunculuk yaptı. İzmir'de Uğur Mumcu Kültür Merkezi'nde öğrencilik ve oyunculuk yaptı. Kendi okulunda öğrencilerle beraber tiyatro oyunları sahneledi. Aynı zamanda senaryosunu kendisinin yazdığı senaryolarının filmlerini çekti. Bunun yanında özel tiyatro derslerini İzmir'de Ayla Algan'dan aldı. İstanbul'a gidip kamera önü oyunculuğu dersleri aldı. Birkaç dizide küçük roller aldı. Şiir dinletilerinde görev yaptı.