Mehtap Sert


Ölüm Sıfır Beden

Mehtap SERT


Yeme bozukluğuna bağlı çoklu organ yetmezliği yaşayan Nihal Candan hayatını kaybetti. Ölüm kaydına geçen teşhis buydu. Oysa ki gerçekte düşünmesini değil düşünmemeyi empoze eden sistem öldürdü.

Babanın profesör, kendisinin ise hukuk mezunu olduğu bir gerçeklikte kısa yoldan zengin olma hayalleri ölümle sonuçlandı. Sistem üretmekten öte kullan at ve tüket mantığıyla işliyor. Kar etme amacıyla sanal bir evren yaratılıyor. Bu sanal evrende rolleri belirlenin insan gibi davranmak, düşünmek zorundasın. Gerçeklikle hiç ilgisi olmayan bir güzellik modeli yaratılıyor. Anadolu insanının kemik yapısı düşünüldüğün de ideal bedenin 40 olduğunu söyleyen bilimin aksine sıfır beden dayatılıyor. Her kadın 40 yaşında ise 25 göstermek zorunda gibi botoks, dolgu pazarlanıyor. Kimin kim olduğu ayırt edilemeyen kadın yüzleri ortada endam salınıyor. Ancak bu pazar nereye kadar. İnsanlara dayatılan kendini beğenmeme hali yaşama endekslenmesine de engel oluyor. Arkadaşları ile sosyalleşmek yerine spor salonlarında vakit harcamak tercih edilir hale geliyor. Yaşadığımız evren bir anda kocaman bir tecrite dönüşüyor.

Endüstri emeğinin gücüyle pompalan ve özendirilen yoksul çocuklarına “görünür ol, meşhur ol, zengin ol” diyor. Gözaltına alınan birçok sosyal medya fenomeninin kara para aklama gerçekliği, ödedikleri bedel çok kısa süre hayatımızda yer alıyor. 2024 yılında "Kendime layık damat bulamıyorum" diyerek kendi kendine düğün yapan Tik Tok fenomeni Kübra Aykut, Sultanbeyli'de kendi evinin 5'inci katından atlayarak intihar etti. Gazetelerin 3. Sayfasına haber olmanın ötesinde dünyada hiç iz bırakmadı. Bugün ismini hatırlayan bile yok. Yine yıllar öncesinde “Gelinim olur musun?” isimli programda kısa sürede şöhreti yakalayan Ata Türk de benzer şekilde çok fazla uyuşturucu alarak yaşamına son verdi. Bugün onu da hatırlayan kimse yok. Kısa yoldan şöhretin mutlu son gibi bir sonu hiç olmadı

Benim stilim, gelinim olur musun, Tik Tok gibi kısa süreli şöhreti sağlayan programlar kaostan beslendiği için devamlılığı da olmuyor. Birbirlerine hakaret eden yarışmacıların, yarışmacıları aşağılayan jürilerin olduğu yayınlar reyting getiriyor. Çünkü kaosu seyrederken düşünmek zorunda değilsiniz. Herkes herkese yorum yapma hakkına sahip gibi bir algı yaratılıyor. Nihal Candan’ın 27 kiloya düşmüş hastane görüntülerinin altına yazılan korkunç yorumlar fikrini beyan etmek değil kalbinin çirkinliğini ortaya koymaktır. Ünlü bir sanatçının çocuğunun fotoğraflarına çirkin vb. şeyle yazdığınız da tersinden siz daha güzel mi oluyorsunuz? Kültürel yozlaşma artık gündelik hayatta o kadar meşru hale geldi ki insanlar birbirlerini ilk gördüklerinde “Merhaba nasılsın? “ yerine  “Çok kilo almışsın. Saçın olmamış. Yaşlanmışsın” gibi olumsuzları sıralar hale geldiler. Hafta sonu sınava alınmayan bir kadın öğrencinin giydiği kıyafet üzerinden yazılanlar ise daha da korkunçtu. Bir yıl boyunca verilen emek, ailenin harcadığı para, ertelenen umutları hiç düşünülmeden, çoğunluk giyimi üzerinden tespitler yaptı. Yorum yapan kitlede akşama kadar televizyonda çarpık aile ilişkilerinin anlatıldığı kadın programlarını izleyen, akşam olunca çok eşli erkeklerin dünyasının güzellendiği dizileri takip eden kitle idi.  
Kültürel bir yozlaşma yaşadığımız çok kesin. Yazılı, görsel basın, sosyal medya sahip olduğumuz birçok insani değeri kaybetmemize neden oluyor. Son olarak ödenen bedel, eğitimli bir ailenin eğitimli kızı Nihal Candan idi. Yaşarken çok incittiler. Umarım yattığı yerde incinmez. Bu acı bir milat olur da düşünmenin, üretmenin, emeğin değeri yeniden önem kazanır diye umut ediyoruz. Sevgiyle ve sağlıkla kalın.