Meral Tabakoğlu TOKSOY

Tarih: 22.05.2025 08:34

Öz Eleştiri…

Facebook Twitter Linked-in

Birçoğumuz gibi ben de yaz aylarını sevenlerdenim. Bu nedenle de iple çekerim yazın gelmesini. Bu sene bir haftalık dondurucu soğuk haricinde de kış görmedik zaten. Ama yine de yazın tamamen gelmesi apayrı bir şey. 

Baharın gelmesi ise yayladaki küçük bahçemize bir şeyler ekmek ve evi toparlamak anlamına gelir. Biraz sağlık sorunu, biraz bıkkınlık ve biraz da tadilat işi bir araya gelince kafam allak bullak oldu. Bahçemizdeki kivi ağacının hayması da çökünce kaçıp uzaklaşmak istedim. Bahçenin ortasında yere serilen kivi, çaresizce bizden yardım beklerken, biz de kaygı dolu gözlerle ona bakıyoruz… (Herkesin kendince derdi var işte:)) Yok gerçekten, insan kesmeye de kıyamıyor ya… Sonuçta kaç yıllık ağaç yani. Bir de çiçeklenmiş olması… Hani yumurtlayan tavuk kesilmez ya onun gibi. Anlayacağınız bahçe çarşamba pazarına döndü. Kafam perşembe. 

Peki ya memleket?

Sizin aklınızı hangi memleket sorunları meşgul ediyor bilmem ama ben nasılım biliyor musunuz? Hani saçma sapan rüyalar görürsünüz (Bir yeriniz açık kalmış der anneniz.) de bölük pörçük şeyler kalır aklınızda ve birleştirmeye çalışırsınız. Ama pazılın parçalarını toparlayamazsınız bir türlü. Aynı onun gibi işte. Durum çok mu vahim sizce? 

Yeni kararlar almak istiyorum, sonra vazgeçiyorum. Tutamayacağım sözler vermek istemiyorum bu fakire. Almak istediğim kararlar, bazılarının rahatını bozup, keyfini kaçıracak olsa da yeni bir ben görecekler karşılarında. Hoş, bu kaçıncı kabuk değiştirişim hatırlamıyorum bile. Özümden mi koptum, yoksa özüme mi dönüyorum. İkicisi akla daha yakın görünüyor. İlk önce ben demeyi öğrenmeye çalışan bir ben… Alışmaktan başka çareleri yok. 

Keyfi kaçacakların içinde bu gazeteyi okuyan kimse yok merak etmeyin. Böyle boş işlerle uğraşmaz onlar(!)

Neyse. Sizin aklınızı hangi sorunlar meşgul ediyor demiştim ya benim aklımda kalan, kimi trajikomik, kimi skandal niteliğindeki olayları başlık olarak aktarmak istiyorum. 
*
ABD (Amerika Birleşik Devletleri) başkanı Donald Trump BAE’ne ( Birleşik Arap Emirlikleri) gitti. 
Saçlarını sallayarak başkanı karşılayan kızlar kaldı belleğimde sadece. Bir de “Tramp’ın Gazze’yi alacağız.” Hadsizliği, arsızlığı…

*
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Türkiye’ye geldi. Rusya Devlet Başkanı Putin’le İstanbul’da buluşacaklarmış ama Putin gelmedi…
Yine mahallenin delisi Trump lafa karışıyor ve: Ben gitmezsem Putin de gitmez demiştim diyor…
*
İyi haber; Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek amacıyla yapılan gösterilere katılan, Esila Ayık 36 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Niye tutuklanmıştı? Elinde pankart taşıyormuş. Pankartta ne yazdığını yazmazsam daha iyi olur. Cıss olma ihtimali var…
Kötü haber; hâlâ tutuklu öğrencilerin olması.
*
Gümüşhane’de bir esnaf olası bir kadın cinayetini önledi. Kızını rahatsız etmemesi için uyardığı gencin saldırısına uğrayan kadını esnaf kurtardı. Saldırganın sabıka dosyası kabarık.
*
İş kazalarında günde beş kişi ölüyormuş. Adı kaza ama kazadan çok ihmalden kaynaklandığı yapılan incelemelerle ortaya çıkıyor…
*
Yıllardır haber ve film dışında televizyon izlemiyorum denilebilir. Geçen gün sırf merak ettiğim için kadın kuşağı, denilen programları karıştırdım ve bu saçma sapan, seviyesiz yayınlara böyle bir ismin verilmesinin, kadınları aşağıladığını düşünüyorum. Öte yandan, alıcısı var mı dersek, çok…
Şöyle birazcık baktığınızda içiniz daralıyor. Bunca sıkıntının, yokluğun içinde el alemin ahlaksızlığını izlemenin mantığını çözemiyorum..
Kimin eli kimin cebinde belli değil. İnsanlığı sorgulatıp, nerden çıktı bunlar dediğimiz olaylar silsilesi…
Eniştesiyle kaçıp hamile kalan bir kadın… Mahcubiyet, utanma arlanma hak getire.
Hangi ara bu hale gelindi. Bütün bunlar olurken, aile bakanlığı toplum bilimciler ve daha hangi kurumların sorumluluk alanına giriyorsa bu çürüme öngörülmedi mi acaba? Yoksa daha önemli  işleri mi vardı diye sormak istiyor insan.
*
Son olarak, Uruguay’ın efsanevi eski Devlet Başkanı Jose Mujica 89 yaşında hayatını kaybetti. Yaşadığı sade hayatı ile tanınan, başkanlığı sırasında kendisine ayrılan resmi konutu ve korumaları kabul etmeyip eski mütevazı hayatına devam eden ve hayatı boyunca itibardan tasarruf edip, itibarı artmış bir adam… 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —