Akın BODUR


Profesyonel

Akın Bodur


Türk Dil Kurumu, profesyonel kelimesini 'Bir işi kazanç sağlamak amacıyla yapan kimse, amatör karşıtı; Ustalaşmış, uzmanlaşmış' olarak tanımlıyor. 

Kelimenin tanımı böyle ama birçok kişi, kurum ve kuruluşun, tanıma uygun yaklaşmadığı biliniyor. Mesela spor alanında ´profesyonel bir takım olmasın mı?´ denilen ve Erzin´den satın alınarak rengini değiştirilerek, Turuncu-Mavi´ye dönüştürülen takım profesyonel ligde mücadele ediyor ama kulüp ne kadar profesyonel?
Yaklaşık üç ay önce, İskenderun Belediyesinde düzenlenen ve belediye başkanı Fatih Tosyalı´nın da katıldığı toplantıda, Erzin Spor Sportif Faaliyetler Anonim Şirketi hisselerinin yüzde 60´lık bölümünü satın aldığı açıklanan Enes Ege Aygün, ismin İskenderun Futbol Kulübü Anonim Şirketi olarak değiştirildiğini belirtti ve kendisi de kulübün başkanı olarak tanıtıldı. Belediye başkanına, gazetecilere ve halka ´İskenderun Futbol Kulübü Başkanı´ olarak tanıtılan Aygün´ün başkan olmadığı TFF kayıtlarında görülüyor. Türkiye Futbol Federasyonu kayıtlarına göre, kulübün başkanı Önder Özbilen ve adresi de Erzin. Kulüp başkanı olmayan kişinin o sıfatla tanıtılması, kent halkı veya spora nasıl bir katkı sunabilir? Belediye başkanı, gazeteciler veya halkın yanıltılmasıyla ne amaçlanabilir? Yanıltma bilerek mi yapıldı? Bilmeden yapıldıysa üç aydır niye düzeltilmiyor? Bu yaklaşımın Renkleri Turuncu-Mavi oldu diye, bir kent halkının peşinden gitmesi istenilen takım veya kulübe ilişkin bilgi alınmak istense, ortada resmi bir muhattap da yok gibi... Teknik direktör istifa ettiğinde ´niye?´ diye sorulacak olsa, sorumlu bir tek muhattap isim yok... Birçok şey uzaktan kumandalı gibi...
Mesela şirket hisseleri ne oldu, kimlerin kaç hissesi var ve hisseler kaça alındı? Kulübün yönetimi kimlerden oluşuyor? Üç aydır bu ve benzer soruların yanıtı yok. Soruları çoğaltabiliriz, ki zaten gelecekte çoğalacaktır ama görünen o ki soruları yöneltecek muhattap olmayacak gibi... Tek taraflı ve sadece verilmek istenilen sunuluyor gibi. Niye? Hiçbir şey sorgulanmasın diye mi?
Bir anlamda halk koşulsuz destek vermeli, ama birileri açık ve şeffaf olmamalı; keyfine göre bilgi verip, vermemeli mi? Neden?
Renkleri Turuncu-Mavi diye mi?
Sorumluluğu bulunmayan ama kendilerini ´profesyonel´ görüp sorumlu gibi davranmaya çalışanlara kalsa, kentteki gazetecilerin belediyenin profesyonel bir takıma maddi destek vermesinin yasaya aykırı olduğunu söylemesi, ´iyi niyetli bir yaklaşım değil´... Yani halka hizmet diye ayrılan belediye bütçesinin, bir şirketin hisselerin artışı için kullanmakta sakınca yok... Ve onlara göre, gazeteciler, iş insanlarının takımın her maç öncesi korona test ücretini, yemek, ulaşım, otel gibi giderlerini niye karşılanmadığını, takıma destek verilmemesini yazmalı...
Niye?
Gazetecinin görevi, milyonlarca lira verip şirket hissesi almakta sakınca görmeyenlerin, takımın giderlerini, yöredeki iş insanları veya belediyeye yükleme çabasının aracısı olmak mıdır? Kulüp şirket değil mi, kårı da zararı da şirketin değil mi? Hisseleri alanlar, kulübün borçları ve ekonomik durumunu bilmiyor muydu?
Belki de bazı şeyler açık ve şeffaf değil veya şeffaf olması istenmiyordur...
En önemlisi üç ay önce ´kulüp başkanı´ diye açıklanan kişi, o kulübün başkanı değil ve sanki kimse de bunu düzeltme arayışında görünmüyor... Halkı yanıltan kişilerin bırakın hangi ligde olduğunu, spordaki tanımı ´profesyonel´ olsa ne olur, olmasa ne olur...?