Hıristiyan efsanelerine göre Aziz Peter, İmparator Neron'un zulmünden kurtulmak için Roma'dan kaçarken yolda İsa Peygamber ile karşılaşmış ve ona Latince ile 'quo vadis?' / "Nereye gidiyorsun?" diye sormuş. Buna cevaben Hazreti Isa, "Roma'ya yeni baştan çarmıha gerilmeye gidiyorum, zira sen benim kurtaracağım insanları terk ediyorsun" der. Roma insanlık tarihinin dünden bugüne kadar yapılanmasında önemli gelişmelere öncü olmuştur.
Hıristiyanlığın ilk tırmanışı Neron'un Hıristiyan dininin büyümesini engellemek, bu dine inananları yani Hristiyanları stadyumlarda sürüleşen halkı eğlendirmek için vahşi aslanlara parçalatıyordu.
Ama bütün bu acımasız zulme rağmen kanlı Neron, Hıristiyanlığın gelişmesini önleyemedi ve bir gün hırsından Roma'yı yaktı. Roma'da bütün baskılara rağmen korktuğu karşı düşüncenin gelişmesi Neron'u çılgına dönüştürdü. Ölüme giden insanların inançları için ayin okuyarak ölüme açıkça meydan okumaları imparatorun aklını kaçırmasına neden oldu.
İnsanlık Roma'da şunu gördü. İnsanı aslanlara parçalatırsın, zulüm yaparak yok edersin ama bir düşünceyi yok edemezsiniz.
Spartaküs kanlı Roma İmparatorluğuna başkaldırıp Roma'ya yürüdüğü zaman yer yerinden sarsıldı.
Çünkü hiçbir gün Büyük Roma İmparatorluğuna isyan etmemişti. Kölelik rejimi diktatörlüğün kaynağıydı. Ne zamana kadar? Spartaküs Roma'ya yürüdüğü zaman, ilk defa bir köle ayağa kalkmıştı. Çünkü kölelik sanki insanın alınyazısıymış gibi insan bilincine yerleşmişti. Baş kaldırışı yok olmuş, kimliği yok olmuş insan yerlerde sürünüyordu. Kölelik düzenine baş kaldırma Spartaküs'le başlıyordu. Onun için çok önemliydi.
Bu tıpkı hayvanlar dünyasından ayrılıp, dört ayaklı yapıdan çıkıp, ilk defa iki ayaklan üstüne basıp başını göğe kaldıran ilk insanlaşmaya adım atmanın örneklemesiydi. İlki insanın insanlaşma sürecinin başlaması İkincisi yani Spartaküs olayı insanın köleliğe baş kaldırması Roma İmparatorluğu bu isyanı çok önemsedi.
Eğer deniliyordu "Bu zincirlerini kırıp üstümüze gelen yürüyüşü durduramazsak, bütün imparatorluk Doğuda, Batıda biter. Ne pahasına olursa olsun isyanı bastırmalıyız." Zulüm sistemi Spartaküs güçlü düşmanla savaşmak için son hazırlığını yaparken, yakın arkadaşları "Elimizde yeteri kadar altın var. Bu parayla gemi kiralayıp başka bir ülkeye gidelim" diye bir öneri getirirler. Ve de gemi sahipleriyle anlaşma bile yapılır.
Makedonyalı lider arkadaşlarına "Hayır, der, İtalya'yı terk etmeyeceğiz. Biz savaşmak zorundayız. Eğer başlattığımız isyanı ter keder kaçarsak tarih bizi affetmez. Belki savaşı kazanamayız. Çünkü karşımızda Roma'nın birleşik orduları ve teknik gücü vardır. Ama bizim mücadelemiz köleliğe ilk başkaldırıdır. Eğer biz kaçarsak bir daha kanlı imparatorluk binlerce yıl kalıcı olur. Söyler misiniz, Roma'nın asillerinin uykuları kaçıyor. Neden soylu denen aşağılık adamlar bizden ürküyorlar? Ne çabuk unuttunuz üstün ırk olayını? Bir Romalı Tanrı kadar güçlüdür ona kimse karşı çıkamaz. Başlattığımız kavgayı küçümsemeyin. Arkadaşlar gitmek isteyen varsa lütfen gitsin. İşte altınlar orada. Hepsi sizin ama tek başıma da kalsam kanlı imparatorlukla savaşacağım. Belki kaybedeceğim. Belki de beni İsa gibi çarmıha gererler. Ama bir gün bir başkası bizim yaptığımızı örnek alarak daha ileriye götürür. Biz önemli yol aldık. İlk isyanı biz başlattık. Kölelik bizim alın yazımız değildi, bunu kanıtladık. Yenilmez denen Roma'yı korkuttuk" diye konuşur.
Evet Spartaküs'ün Roma başını aldı ama yüz yıllar sonra Roma'da kölelik yıkıldı ve Roma uygar bir ülke oldu. Roma Hukuku insanlığın önünü açtı. Makedonyalı köle Spartaküs isyan bayrağını açarak kanlı Roma'ya yürüdü. Onun başını aldılar.
Ama o boşuna ölmedi. Sonuçta onun hedefleri gerçekleşti. Quo vadis?