Edebiyat yazıldığı ya da konuşulduğu zaman sanatçılar öne çıkar.
En önemlisi dönemin unutulmaz yazarlarını hatırlarız; ilk aklımıza gelen William Shakespeare, Victor Hugo, Tolstoy, Anatole France, Gothe, Balzac, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşar Kemal, Moliere, Reşat Nuri Güntekin...
Fakat biz daha çok Shakespeare üzerinde duracağız. Neden? Bu önemli bir soru. Bu ölümsüz yazar, çağını aşıp günümüzde yaşanan politik olayları felsefeci ya da filozof gibi ön sezgileriyle haber verdi.
"Roma halkı koyun olmasaydı Sezar kurt olamazdı."
Genel olarak antik roma tarihi her politik kişi tarafından okunup tez çıkarmalı.
Brütüs gerçek aydın, çok okuyan, senatonun saygın bir senatörü. Birikimli konuşmacı. Şair Brütüs eşi için yazmış olduğu şiiri şöyle;
“Sen benim vefalı ve onurlu karımsın
Dertli yüreğine gelen eşimsin
Gözlerim kadar değerlisin”
Roma Senatosunda filozofların estetik heykelleri Sokrat ve Cicero sanki canlı gibi.
Öte yandan Brütüs'ün heykeli kendini savunmakta.
Sezar’ı defalarca uyardı. "Senatörleri dikkate al, onları dinle dediğim zaman bana Sezar, 'Seni seviyorum Brütüs, sana güveniyorum' dediğinde, 'Ben de seni seviyorum, fakat Roma’yı daha çok seviyorum' demiştim.
Halka soralım Sezar,
Roma halkı senin Büyük İskender gibi Hindistan’ı fethetmeyi hedeflediğini biliyor.
Hindistan seferi Büyük İskender’in sonu oldu. Sen aylarca Mısır’da kaldın ve Roma’yı unuttun.
Kleopatra sana Roma’yı unutturdu. O seni değil Roma’yı istiyor. Çünkü onun hedefinde imparatoriçe olmak var. Bu kadın çok ihtiraslı senin bu kadına dikkatli olman gerekiyor."
Aslında çok zeki ve akıllı olan Brütüs adeta bir kahin gibi Sezar’ı uyarıyordu.
İşte o anlarda Sezar’a suikast olayı aydınlar arasında tartışılıyordu.
Senatoda Politik kişiler ayaklanmış ve Sezar’ın Mısır’dan dönüşü beklenir olmuştu.
Sezar Mısır’da geldiği zaman büyük törenle karşılandı. Arkasında yeni köleler, savaş esirleri...
Yeni zaferler kazanmış olan İmparator Roma’ya büyük ganimetlerle dönüş yapıyordu.
Senatörler ve halk kitlesel kalabalık şeklinde çılgınca alkış yaparak “Yaşasın Sezar” tezahüratları eşliğinde Sezar’ı karşılıyorlardı.
Sezar kendine yaklaşan kalabalığa seslenir; “Marcus Antonius nerede” diye sorduğu zaman Antonius “Buradayım Yüce Sezar” diyerek imparatora yaklaşır.
İmparator “Brütüs nerede” diye sorduğu zaman Brütüs, Sezar’a karşı olan muhalefet yanlısı kişilerle sohbet ederken yanına yaklaşır. Sezar “Brütüs, sen nerdesin, seni çok özledim” Brütüs Sezar’a hitaben “Biz de seni çok özledik.”
O zamanlar İmparatora çok yakın iki kişi vardı. Biri Brütüs diğeri ise Marcus Antonius.
Antonius’a Roma’nın ulusal kahramanı gözüyle bakılıyordu. Antonius Sezar’ın yapmış olduğu tüm savaşlarda Sezar’la beraber yer alıyordu. Sezar’a çok bağlı bir kişilikti.
Brütüs’te iktidar hırsı yoktu fakat Roma halkı bilge insan Brütüs’ü Sezar’dan sonra iktidar olacağını yani geleceğin lideri olarak görüyorlardı ve Sezar da ona liderliği önermiş ama Brütüs bu öneriyi red etmişti. Çünkü Brütüs daha çok edebiyat meraklısı olduğundan gelecekte iktidar olmak diye bir düşüncesi bulunmuyordu ve kendisi bu düşüncesinden dolayı kaybetti.
Marcus Antonius Sezar’ın ölümü sonrası kafasında imparatorluk hayali vardı. Sezar’ın karşılama töreni sürerken kalabalık içinden herkesin duyacağı şekilde bir haykırış yani çığlıkla,
“Sezar Mart’ın 15’ini unutma” o gün uğursuz bir gün senatoya gelme” diye seslendi.
Sezar: Kim bu bağıran!
Yaşlı bir adamı imparatorun yanına getirirler. Gözleri kör olan kişi aynı sözleri tekrarlar!.
Bu yaşlı kör adamın çıkışı saray çevresini rahatsız eder. İmparatorun yakınları bu kişinin dikkate alınması gerektiğini ve 15 Mart’ta senatoya gidilmesine daha bir zaman olduğunu belirtirler.
Bu arada Sezar Kleopatra’yı Roma’ya çağırır. Kraliçe, 'beni imparatoriçe ilan edersen gelirim' der.
Roma’ya görkemli şekilde gelen Kleopatra, Roma’ya hakim olmuştu.
Sezar’a karşı olan muhalif güçler Sezar’ı tasfiye etme hareketini hızlandırırlar.
Suikastçılar Brütüs’ü birlikte hareket etmeleri için çağrı yaparlar. Brütüs: Sezar beni oğlu gibi sever, ben nasıl ona yapılacak bir suikasta katılırım?
Brütüs’ün dostları ona "Roma’yı düşün sevgili Brütüs!" der.
"Ülke Roma’yı yakan Neron döneminden çok daha tehlike içerisindeydi. Kleopatra Roma imparatoriçesi olacak, buna nasıl katlanabiliriz?"
Sonuçta Brütüs ikna edilir. Senatörler Brütüs’e; "Yalnız Sezar’ın ölümü yeterli değil. Sezar’a bağlı Antonius’ta yok edilmeli."
Brütüs, "Antonius’u kardeşim gibi severim. Bunu kabul edemem."
Sonuçta Sezar senatoda katledilirken son anda tarihe geçecek bir sözcük kullanır. Sezar elinde hançere bakarak “sende mi Brütüs?” diye çığlık atarak yere yığılır.
Sezar’ın ölümü sonrası tabuta yakın halk toplanır. Halk kitlesel halde “Yaşasın Brütüs” diye sevgi gösterilerinde bulunur. Fakat Brütüs halkın bu yaklaşımına karşı kararsız bir şekilde durur. Sezar’ın duygusal davranışı ile ayağına kadar gelen imparatorluk, ona yönelik olarak sanki kapanmıştı.
Marcus Antonius Sezar’ın tabutu önünde konuşması için Brütüs’e haber gönderir. Brütüs’ün yakınları Antonius’a sakın söz verme, onun konuşması hepimize karşı bir tavır olur.
Brütüs’ü uyararak, Sezar’a Antonius’u kastederek o senden daha yakın ve ona bağlı biri. Eline fırsat geçtiği anda bizden intikam alır o bir yılandır dikkatli ol. En önemlisi asker ona ulusal kahraman olarak bakıyor. Tüm savaşları Sezar’la birlikte o yönetti.
Fakat Brütüs tüm ikazlara rağmen Antonius’a konuşma fırsatı verdi. Sezar’ın mezarı üstünde ilk konuşmayı Brütüs yapar:
"Ben Roma’yı Sezar’dan daha çok severim. Sezar ne bizi ne halkı hiçbir zaman dikkate almadı."
Brütüs sonrası Antonius söz alır: Dostlar, Yurttaşlar, Romalılar, Sezar’ı övmeye değil gömmeye geldim. Sezar benim dostumdu, beni severdi.
Antonius olağandışı hitabeti sonunda Sezar’a döner.
Tarihçiler tarihe Sezar’ı ve hayatında gelişen olayları bu şekilde not düşerler: Yeniliği yarım yapanlar kendi sonlarını hazırlarlar.