Rüyaları önemsediğim ve ciddiye aldığım için bilimin rüya hakkındaki araştırmaları ilgimi çeken konular arasındadır. Bu nedenle de rüyalarla alakalı bilimsel çalışmaları okumak beni heyecanlandırır. İnandığımız şeyin bilimsel dayanağının olması, hayali bir düşüncenin peşinden gitmediğimizi kanıtlar.
-Rüya nedir sizce?
-Neden rüya görüyoruz? Bir anlam çıkarmalı mıyız rüyalarımızdan?
-Rüya görmeyen insan var mıdır?
-Rüyalar gelecekle ilgili mesajlar veya uyarılar verebilir mi?
-Rüya nedir sorusundan başlarsak, İslam bilginlerinin çoğu rüyayı, insanın ruhu ile gördüğü ve aklı ile idrak ettiği bir olay olarak tanımlar.
Rüyalar üzerinde konuşurken aklımıza gelen ilk isimlerden biri Freud’dur.
Freud’a göre rüya, düşüncelerimizin bilinçdışı bastırılmış yansıması ve duygularla arzuların ortaya çıkışıdır. Freud rüyayı bir kaçakçıya benzetirken, yasak fakat keyif veren bir şeyi gizlice denetimden geçirmeye çalışan kişi diye ilginç benzetmelerde bulunur.
Çoğu araştırmacı, rüyaları beynimizdeki fazlalıkların çöpe atıldığı, bir bakıma beynimizin resetlendiği bir olay olarak düşünüyor. Freud ise rüyaların rastgele görüntüler olmadığını; aksine, bilinçaltımızda saklı sembolik mesajları açığa çıkardığını savunur.
Carl Gustav Jung ise bu konuda Freud’a katılsa da, rüya gibi karmaşık bir konunun yalnız bir nedene bağlanmasını yetersiz bulur. Rüyaların ardında sayısız faktörlerin bulunduğunu ve bastırılmış duyguların rüyada açığa çıkmasının bunlardan sadece birisi olduğunu savunur. (Bu hususta ben de Jung’un tarafındayım .)
Jung’un, rüyaları tarif ederken, ‘ruhunuzun yazmakta olduğu kitaptan alıntılar’ diye tanımlaması bana hem ilginç, heyecan verici hem de biraz romantik geldi.
-Neden rüya gördüğümüz sorusunun cevabına ise, “İyi ki görüyormuşuz” demek yerinde olur.
Konunun uzmanlarından bazıları, rüya görmeseydik algılarımız azalır, hasta olurduk diyor. Hatta 8 hafta rüya görmeyen insanın öleceğini iddia edenler bile var. Gerçekten “Yok artık!” dedirtecek bir durum. Ama bu iddialardan sonra rüya görmenin bizi dengede tuttuğu düşünülebilir.
-Rüya görmeyen var mı diye soranlara, “Hayır yokmuş,”diyebiliriz. Sadece bazı kişiler rüya gördüğünü hatırlamıyormuş.
Rüyalar bilim insanlarının yüzyıllardır ilgi alanında olan ve üzerinde çalışılmaya devam edilen bir konu olmuştur. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, köpeklerin, kedilerin ve memeli hayvanların da rüya gördüğü kabul görmüş gibi…
-Rüyanın bir mesaj veya uyarı niteliği taşıdığına çoğumuz inanırız. Zaman zaman kendi deneyimlerimiz ya da çevremizde duyduğumuz gerçekleşmiş rüyalar da etkilenmemizi arttırır.
Herkesin bildiği ünlü rüyalar vardır. Mesela, Kur’an-ı Kerim’de Hz.İbrahim, Hz. Yusuf ve Mısır hükümdarının gördüğü ve gerçekleşmiş olan rüyalardan söz edilebilir.
Çocukluğumuzdan bu güne duyduğumuz, dilimize dolanmış söylemlerden biri de rüya gördüğünü söyleyen kişiye “Hayır ola, hayır gele.” denilmesidir. Bu söz bile, rüyalarda bir gerçeklik ve anlam arayışı içinde olduğumuzu gösterir nitelikte.
İslam’da rüyalar önemlidir ve geniş yer verilir. Can sıkıcı olduğu düşünülen rüyaların kimseye anlatılmaması, özellikle de ehil olmayan veya kötü yorumlayacak kişilere rüyayı anlatmamak gerektiği tavsiye edilir. Kötü olduğu düşünülen rüya görüldüğünde, “Şeytan’ın şerrinden koru Allah’ım ve hayırlara vesile et.”diye dua edilmesini veya akarsuya anlatılması gibi çeşitli öneriler tavsiye edilir.
İnansak da inanmasak da rüyaların anlamsız veya boş olmadığını söyleyebiliriz.
Bazen anlamsız, Bazen bir ikaz, bazen de olacakların habercisi, kim bilir…