Tarih öğretici ama bir o kadar da yanlışta ısrarcı olmak politik olarak yönetici ülkenin geleceği için ekip olayı, birikimli kadro olması başarının yoludur.
Siyasi mücadeleler tarihine baktığımız zaman liderler en çok bilimsel ekiple politika üreterek ülkeleri yönetebilir.
2. Meşrutiyet 1908 yeniliği adalet, eşitlik ve hürriyetin ilanının yeniliği bir birikimin eseriydi.
Namık Kemaller, Mithat Paşalar, Teyfik Fikretler ve Şinasi
Aydınlanma merkezi Selanik
Neden Selanik? Şimdi Selanik’e bir paragraf açalım
Atina batıya açılan kapıydı. Selanik’te bundan etkilenen bir şehirdi.
Genç politik kadro Ege’den beslendi. Bergama Kütüphanesi Efes tarihi kentleşmesi süreç içinde Homeros’un eserleri.
Troya, iliada’nın kentleşme kültürü tüm Marmara bölgesini kapladı.
Sonuçta 2. Meşrutiyet Selanik’te hürriyet ilanı bu idealist ekibin önünde maalesef program yoktu. En başta Cumhuriyet’in onun temel ilkesi Laiklik eksikti.
Mesela Padişah Abdülhamit’in tasfiye edilmiş, mebusan meclis yeniden açılmış, Binbaşı Enver Bey, Resneli Niyazi, Yakup Cemil, Selanik’te 1908 yılında 2. Meşrutiyet, hürriyet ilan edilmiş, Enver Bey hürriyet kahramanı olarak ilan edilmişti.
Selanik’te başında defne dalı zafer takının altından geçen Enver Bey Paşa olmuştu.
Olay kısa zamanda kadro hareketinden çıkmış, mebusan meclis işlevsiz konuma gelmişti. Sonuçta görkemli hareket Enver paşanın aşırı Alman hayranlığı, kafasında gelişen Napolyon hayranlığı, İmparator olma hayalleri içinde idi. Bu kapıda bekleyen büyük bir tehlike ve Enver Paşa da bu etkileşimle tek adama dönüştü.
Ve bu çok büyük yanlış Almanya’nın çıkarlarına yönelik kaybedilmiş 1. Dünya savaşına Osmanlı Devleti de katılmış oldu. Bu konuda Sadrazam Sait Halim Paşa’nın yapmış olduğu açıklama şöyleydi;
-Biz devlet olarak 1. Dünya savaşına girdiğimizde ne benim ne de nazırların haberleri vardı. Harbiye nazırı Enver Paşa saraya gidip Padişah Sultan Reşat’a savaş kararnamesini imzalattı. Sultan Reşat imza vermeden önce Harbiye nazırı Enver Paşa Berlin’de Almanya ile gizli bir anlaşma yapmıştı.
Günümüzde 2025 yılı basında geçen Erzurum Sarıkamış faciasının 110. Yıldönümü anılmakta. Çatışmanın yaşandığı Allahu Ekber dağlarında yükseklik 2000 metre Sarıkamış çıkarmasına ön hazırlık yapılmamış üstelik Sarıkamış bölgesini tanımayan Alman subaylar hareketin yetkili olarak Türk subaylarıyla beraber katılmışlardı ama Alman Subaylar daha yetkili konumda idi.
Fakat Sarıkamış daha önce 93 harbi olarak anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonrasında Rusya Sarıkamış’ı işgal etmiş, Ruslara geçen Sarıkamış’ı kurtarmak için 1914 yılında en önde komutan Hafız Hakkı Paşa dönemin tanığı 1914 öncesi Sarıkamış’la ilgili Harbiye nazırlığına rapor vererek askerin eline silah alamayacak konumda olduğunu bildirdi.
Üstelik raporda 93 harbinde yenilgi var. 1914 yılında Sarıkamış olayında ön araştırma çalışması ciddi şekilde yapılmamış bilgilenme olmamıştır.
Savaşa yönelik Sarıkamış için en soğuk aylar, ısı sıfırın altında 20 derece.
Burada bir örnek vermek gerekir. Tolstoy’un Savaş ve barış kitabında Napolyon Rusya’ya savaş başlatır. Rus ordusu Moskova’yı kuşatır. Rus çarı savaş konseyini toplar. Generallere sorar;
-Moskova’yı nasıl savunacağız?
Birkaç general; Çar’ım Moskova’yı ölümüne savunacağız.
Savaş konseyi genelde Fransa ile savaşmaktan yana, Çar bir köşede sessiz duran yaşlı generale sorar;
Kurduzov sen hiç konuşmadın, sen deneyimli bir askersin Moskova’yı savunma konusunda düşüncelerin nelerdir.
Birikimli general;
Çar’ım biz Napolyon’un teknik ordusuyla savaşamayız. Savaş bizim için intihar olur. Bırakalım Napolyon’un ordusu Moskova’ya girsin. Bonopart’ın 1 milyonluk ordusu tüm Avrupa’yı fethetti. Bizim zamana ihtiyacımız var. O’na bir zafer verelim ve Orduyu savaşa yönelik eğitelim. Akdeniz insanı sıfırın altında eksi 25 derece soğukta eline silah alamaz. Ayrıca Moskova’da hiçbir gıda maddesi bırakmayacağız. Avrupa’nın fatihiyle o zaman hesaplaşacağız.
Tolstoy’un harp ve sulh romanında bir gerçeği daha yansıtır.
Rus aydınları Bonopart’ın Rusya’ya 1789 yeniliğini getirecek diye heyecanla işgali destekliyorlardı.
Rus aristokrat ve aydın bir kişi olan Piyer yakın arkadaşlarına yanlış değerlendirme Napolyon kendi ülkesinde Cumhuriyet’e ihanet etmiştir. Genelde hiçbir işgalci özgürlüğü savunmaz. Rus aristokrat Piyer bu konuda haklı çıkmıştı.
Bonopart’ın 1 milyonluk ordusu Rusya’da kara gömüldü.
Burada bir yanlışın üzerinde durmak gerekir. 93 harbi olarak anılan 1877 Rus-Osmanlı çatışmasında yenilgi var.
Savaşı kaybetme nedenleri araştırma yapılmadan savaş yapmak. 2. Önemli olay Balkanlar Rumeli ve Selanik düşmüş, Mustafa Kemal ağlayarak “ah Enver Paşa seni asla affetmeyeceğim”.
Enver paşa kurtuluş günlerinde, Erzurum üzerinden sınırı geçmek ister. Mustafa Kemal, Enver Paşa Türkiye’nin sınırlarından hiçbir şekilde başta Erzurum’da dahil
giremez der. Kim onu savunursa bizden değildir ve bunun hesabını sorarız.
Sarıkamış’ta kara gömülen masum insanları unutmadık. 90 bin gencecik insanlar ölüme gitti.
Bölge komutanı hafız Hakkı Paşa, harbiye nazırı Enver paşayla telefonda konuşurken haykırır,
Komutanım Sarıkamış’a askeri sevkiyat yapmayın. Kar, tipi ölüm yağdırıyor. Askerin üzerindeki giyim yazlıktır.
Enver paşa, Hafız Hakkı paşaya verdiği cevapta;
Hakkı paşa sen benim geçmişteki komutanım olmasaydın seni kurşuna dizdirirdim, askerin moralini bozduğun için.
İttihat ve terakki baştaki yeniliği ilerici bir hareketti.
Ama Sonuçta önlerinde felsefe olarak 1789 laik Cumhuriyet yoktu.
Cumhuriyet kurtuluş kadrosu bilimi hedeflemiş ve bu hedefin ışığında yürümüştü.
O temel İlke “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” idi.