Evrensel Gazetesinin haberine göre: Türk-İş’e bağlı Ağaç-İş’in örgütlü olduğu Orge Grup Yapı Mobilya AŞ patronu, söz konusu yönetmelik hükmünün kanuna aykırı olduğu iddiasıyla Danıştayda dava açtı. Orge Grup, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun, “yasal süresi içinde” yapılmayan bildirimlerin dikkate alınmayacağını belirttiğini, 5510 sayılı Kanun’a göre ise işten ayrılış bildirimleri için yasal sürenin “on gün” olduğunu savundu. Şirket, yönetmeliğin kanunun tanıdığı bu on günlük süreyi yok sayarak “Başvuru tarihinden önce” bildirim yapma şartı getirmesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğunu ileri sürdü.
Danıştay 10. Dairesi, bu iddiayı haklı buldu.
Danıştayın bu kararı, sendikal örgütlenme süreçlerinde patronlara tehlikeli ve keyfiyete açık bir yasal manevra alanı tanıyor. Artık bir patron, sendikanın yetki başvurusunu öğrendiği andan itibaren 10 günlük yasal bildirim süresini kullanarak:
1-Sendika üyesi işçilerin iş akitlerini feshedebilir.
2-Bu fesih tarihini sendikanın başvuru tarihinden önceki bir güne çekebilir.
3- SGK bildirimini 10 günlük yasal süre içinde yaparak bu işçileri yasal olarak işyerindeki toplam çalışan sayısından düşürebilir.
Bu karar açıkça sendikalaşmayı önlemek için olduğu açıktır. Bütün işçi sınıfı önderi sendikacılar ve bilinçli işçilerin sınıfın çıkarı için bu yasaya karşı durması gerekir. Bunun için işçi sınıfının burjuva yasalarına değil kendi birleşik gücüne ihtiyacı var. Bu işçi sınıfı açısından genel grev gerektirir. Ancak işçi sınıfı grevin gücünün bütün silahlardan daha güçlü olduğunu kavraması gerekir. Öncelikle grev, dayanışma grevi ve genel grevi örgütleyip kullanmazsa burjuvazi işçi sınıfının daha önce mücadele ile kazandığı hakları geri alacaktır.
Sonuç alan güçlü işçi grevlerine birkaç örnek:
-1980 yılında Polonya'nın Gdańsk kentindeki Lenin Tersaneleri'nde başlayan grev, sadece bir işçi hareketi değil, aynı zamanda ülkenin siyasi kaderini değiştiren bir olaydı. İşçiler, kötü çalışma koşulları, düşük ücretler ve siyasi baskılara karşı tersanede barikat kurarak greve başladı. Grev hızla ülke geneline yayıldı. Grevleri koordine etmek için Fabrikalar arası Grev Komitesi kuruldu. Komite, hükümete talepler listesi sundu. Şunu hatırlatalım ki o dönemde sendika olmadığından işçiler grev komiteleriyle grevi yürüttüler. Grevlerin sonucunda Komünist Parti hükümeti bağımsız sendika kurulmasına izin vermek zorunda kaldı. Dayanışma Sendikası 22 Eylül 1980'de kuruldu. Kısa sürede 10 milyon üyeye ulaştı. Lech Wałęsa sendikanın başkanı oldu.
-1905 Rusya Genel Grevi: Çarlık rejimine karşı yapılan büyük bir işçi ayaklanmasıydı. Bu grev, 1905 Devrimi'nin temelini attı ve Çar II. Nikolay'ı bazı reformlar yapmaya zorladı.
-1919-1920 Almanya Genel Grevi: Spartakist Ayaklanması sırasında 1,2 milyon işçi Berlin'de genel greve giderek beş gün içerisinde darbeyi önledi. Darbeci Kapp ve Lüttwitz kaçmak zorunda kaldılar.
Burada şunu da ekleyelim; bu tarihten on üç yıl sonra Alman Sosyal Demokrat partisi ve Almanya Komünist partisi birbiriyle uğraşırken Hitler iktidara geldi. Milyonlarca işçi üyesi olan bu partiler işçileri greve götürmediler ve faşizme yolu açtılar. Üç aylık kısa bir sürede Hitler bütün partileri kapattı. Sonrası malum…
