Sadullah ÇAĞLAR

Tarih: 10.07.2025 07:29

Sensin Geçen Her Gün

Facebook Twitter Linked-in

Aslında yaşam sanatla başlar, genel olarak sanatı sevmeyi ya da sevgiyi insana taşır. Genel kültüre kaynak başta edebiyat, yazı, müzik, opera, resim, tiyatro.
Nietzsche yıllar öncesi müziksiz bir hayat hatadır. Müzik denildiği zaman elbette Türk Sanat Müziği hatırlanır.
Bestekar Fehmi Tokay’ın eseri “benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım”.
Uygar toplumda yaşam, sanatla öne çıktı. 
Geçtiğimiz yıllarda Paris’te opera sanatçısı Maria Callas, Verdi’nin eseri Aida’yı sanatevinde taş plağı yüksek fiyatla bir dinleyici ilk seslendirdiği plağı aldı. 
1983 yılında ülkede Klasik Türk Müziğinin üstadı Münir Nurettin Selçuk yaşama veda etti.
Ülkede ölen sanatçı olan sıradan biri değil, ölümsüz şairimiz Yahya Kemal’in eserlerine can katan ses çepçevre bahar içinde bir yer gördüm, Ferhat ile Şirin’i beraber gördüm ve dönülmez bir akşamın ufkundayım vakit çok geç.
Yahya Kemal’e sormuşlar; Hocam Ankara’nın nesini seviyorsun, Yahya Kemal şöyle yanıtlıyor,
-Tren ile İstanbul’a yolculuğu.
Münir Nurettin Selçuk Klasik Müzikte ilk defa siyah smokin giyerek sahnede ayakta okudu. 
1934 Beyoğlu ses tiyatrosunda eşsiz bestekar tenor sesli mezara gömülürken başında Müzeyyen Senar çığlık atarak ağladı.
1940 – 1950 yılları Mısır film yapımı Leyla ile Mecnun filminde Sadettin Kaynak’ın bestelediği Türkçe şarkıları Münir Nurettin ve Müzeyyen Senar Okudu.
Müzeyyen Senar Leyla’yı seslendirdi. 
Münir Nurettin, Kays Mecnun’a ses verdi.
Mısır’ın yani Arap dünyasının bestekar klasik okuyucu Muhammed Abdulvahab öldüğünde Mısır’da üç gün milli matem ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi.
Sonrasında Sanatçının evi müze haline getirildi. 
Mısırlı kadın sanatçı Ümmü Gülsüm’ün Kahire’nin en büyük meydanında heykeli bulunuyor.
Peki Klasik Türk Müziğini hıçkıran sesi Müzeyyen Senar birkaç yıl önce hayata veda etti. Acaba ona layık bir tören yapıldı mı? hayır.
Peki bu unutulmaz sese hasta günlerinde kim ilgilendi?   Tarkan!..
1950 yılları Kore savaşına gidenlerden gelmeyenler oldu. Kore’nin sahipsiz mezarlığında yatan gençlerin çığlıkları göklere yükselir. Biz niçin öldük? İnsanlık için derler. Acaba hangi insanlık?
Gelemeyenlerin arkasından ağıtlar yakıldı. Tıpkı Yemen’e gidenler gibi. Mızıka çalındı düğün mü sandın, Yemen’e gideni gelir mi sandın, soyka Yemen bizde genç koymadın.
Kore’ye gidenlerin arkasından ağıtlar yakıldı. Müzeyyen Senar’ın buğulu sesinden, “hicran hastasıyım, yapayalnızım, dinmiyor içimi kemiren sızı, nede çilesi dinmez bir kızım, derdimin dermanı nerededir dağlar, gurbet aramızda perdedir dağlar, ben onu sevmiştim bir akşam gitti de gelmeyiverdi, gözümde hayali gönlümde yeri, beklerim onu nerdedir dağlar” 
Bu eşsiz sesi kaybettik. Yakın tarihte yaşama veda eden bestekar klasik okuyan Alaattin Yavaşça, Müzeyyen Senar için ne demişti? 
Güfteyi yazan ne hissetmişse, bestekâr bunu hangi duyguyla bestelemiş ise ancak Müzeyyen hanımdan dinlerken anlarsınız.
Devlet, klasik Türk müziği okuyucularına ödül vermek istediğinde Müzeyyen Senar’ında davet edildiği törende arabesk okuyarak, güzelim yılların eserlerini yok edenler ve adını bir arada gördüğü zaman ödülü ret etti. 
Ödülle ilgili basına açıklama yapan Senar, kimseyi küçümsemek istemiyorum ama bu görüntünün içine beni nasıl koyarsınız diyerek çığlık attı. 
Bizler büyük bestekar Sadettin Kaynak’ın “Niçin baktın bana öyle? Derdin nedir durma söyle, söyle dermanın olayım” işte bu unutulmaz bestekar ve sanatçılar bir döneme damgalarını vurmuş kişiliklerdir. Örneğin Bestekar Şerif İçli’nin “içimden şu zalım şüpheyi kaldır ya sen gel ya beni oraya aldır”, hacı Arif bey’in ölümsüz eseri “olmaz ilaçsineyi sat pareme, çare bulunmaz bilirim yareme”.
Sanatlar evrenseldir. Batı dünyasında klasik okuyan Frank Sinatra elveda Roma, New York New York, Pavoratti Aida operasını okuduğunda bizi duygulandırmıştı.
Elvis Presley, annesi öldüğü zaman ağlayarak mama mama diyerek hıçkırması unutulmadı. Yıllar önce bir arkadaşım Gisan Mavi bana Elvis Presley’in dilenci sesine benzediğini söylemişti. Örneğin Nothing Cole gibi.
Mısır’ın unutulmaz bestekar okuyucu Abdulvahab’ın Kleopatra bestesini söylerken çok etkilendim. Arapça bilmediğim için yakın arkadaşım Yusuf Turhaner bana bu besteyi tercüme etti.
Kleopatra, sen öyle zeki bir kadınsın ki dünyanın hakimi roma imparatoru Sezar’a önünde diz çöktürdün. Babamın müziğe olağanüstü merakı vardı. Birgün 14-15 yaşındayım, evdeki gramofonda Zeki Müren’in taş plağından kendi bestesi olan beklenen şarkı filminde söylediği şarkıyı dinlerken çok duygulandığından babam bana oğlum, benim olmadığın zaman bu plağı dinlemeni istiyorum diye söyledi. 
Beklenen Şarkı, “gözlerimin içine başka hayal girmesin, benden evvel başkası seni görüp sevmesin, kıskanırdım seni ben kendi gözümden bile, nasıl verirdim seni yabancı ellere”.
Bizler eşsiz klasik Türk müziğini taş plakları dinleyerek beslendik ve büyüdük. Yazımızı bestekar Şerif İçli’nin eseriyle Müzeyyen Senar’ı analım;
Sensiz geçen her gün gecelerden de siyahtı.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —