Halit KATKAT


Sermayenin yeni saldırıları ve sendikalar

Emek ve sermaye arasındaki mücadele dünyada olduğu gibi ülkemizde de bütün hızıyla sürmektedir.


Emek ve sermaye arasındaki mücadele dünyada olduğu gibi ülkemizde de bütün hızıyla sürmektedir. Bu mücadele dünyada sosyalist blokun dağılmasından sonra hep emek cephesinin aleyhine işlemektedir. Sosyalist blokun varlığı koşullarında ve işçilerin mücadele ile kazanmış olduğu bütün sosyal haklar yıllar geçtikçe birer birer işçi ve emekçilerin ellerinden alınmaktadır. 

Emek örgütlerinin ve sendikaların ‘kırmızı çizgimiz´ diyerek uzun süredir karşı çıktığı kıdem tazminatının fona devri düzenlemesi dün Bakanlar Kurulu´na sunuldu.
Peki kıdem tazminatının fona devri işçiler açısından ne anlama gelmektedir:
-Hükümet başka gerekçeler ileri sunsa da fon uygulamasıyla işçilerin iş güvencesi elinden alınacak, tazminat yükünden kurtulan patronların işçiyi daha kolay işten atması sağlanacak.
-İşçinin, haklarını vermeyen işverene karşı “haklı fesih yapıp, kıdemini alma” kozu olmayacak.
-Bugün 1 yılda kıdem tazminatı hakkı kazanırken bu 15 yıla çıkacak. İşçi işten atıldığında ya da ayrıldığında 15 yılı dolmamışsa tazminat alamayacak.
-İşçi 15 yılını doldursa bile emekliliğe kadar kıdeminin tümünü alamayacak. 15 yılını doldurup kıdeminin bir kısmını alan işçinin, yeniden hak kazanabilmesi için her seferinde en az 5 yıl daha beklemesi gerekecek.
-Evlenen kadın işçi, kıdemini alıp ayrılamayacak.
-Fon doğru işletilmezse, kıdem pula dönebilecek. İşçinin eline geçecek tutar çok ciddi miktarda düşecek.
Ülkemizde sermayenin saldırıları bununla da sınırlı değil.
-Taşeron işçiliği, işçi istihdam büroları gibi tamamen güvencesiz ve sendikasız işçi çalıştırma uygulamalarıyla da işçiler karşı karşıya kalmaktadırlar.
-Köylülerin hayvan üretiminde önemli bir yeri ve işlevi olan mera ve otlak alanların da özelleştirilerek sermayenin hizmetine sunulması ve
-Kamu emekçilerinin işten çıkarılmalarını kolaylaştıracak yasalar da gündemde...
Geçtiğimiz günlerde dünyanın en zengin patronları ve siyasetçilerini bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu, kapitalizmin krizlerine çözümü daha uzun sömürüde buldu! Yayınlanan raporda “krizi önlemek için” emeklilik yaşının 70´e çıkarılması önerildi. Kendi karlarından zerre kadar özveride bulunmak istemeyen sermayedarlar, işçilerin posası çıkıncaya kadar sömürülmesinden hiç bir vicdani rahatsızlık duymamaktadırlar.
Sermaye cephesi bütün hızıyla saldırıya devam ederken işçi ve emekçi cephesindeki dağınıklık devam etmektedir.
Bu günlerde Şişe Cam fabrikalarında bir taraftan işçiler direnişlere devam ederken, diğer taraftan grevler hükümet tarafından yasaklanarak işçilerin mücadelesinin önü kesilmeye çalışılmaktadır.
Petrol ve metal sanayi işyerleri vb bir çok fabrikada işçiler direnişte olsalar da bunlar genellikle toplu sözleşme ağırlıklı olup tüm işçileri birleştirecek genel talepleri kapsamamaktadır. Kaldı ki işçiler TİS´lerle istedikleri zammı alsalar bile bu birkaç ay geçmeden piyasa zamları ile eriyecek ve işçinin yaşamını değiştirmeyecektir.
Sendikalar kıdem tazminatının 'fona devri ya da kaldırılması kırmızı çizgimiz' deseler de aksi durumda ne yapacakları ve işçileri nasıl birleştirecekleri konusunda açık bir programları yok. Konfederasyonların bu konuda veya başka bir işçi hakkı konusunda bir araya geldikleri bile yok.
İşçilerin sendikaları kendi iradeleri ve denetimleri altına alıp gerçek sınıf sendikalarına dönüştürmekten başka çıkış yolları yoktur.