Kadın şefkatevi, konukevi, sığınmaevi şeklinde değişik tanımları bulunan sosyal hizmet kuruluşları , kadının fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet görmesi durumunda geçici barınma sağlamaktadır. Resmi verilere göre Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları' na bağlı 3 bin 624 kapasiteli, 112'si Bakanlığa bağlı toplam 149 kadınsığınmaevi bulunmaktadır.
1979'da kabul edilen ve Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile doğru orantılı 6284 sayılı yasa kapsamında sığınmaevleri açılmıştır. Kadının psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlarını çözene kadar geçici barınma hedefli, koruma amacı gütmektedir. Bu sebeple adresinin kimse tarafından bilinmemesi gerekmektedir. Ancak bazı bölgelerde kadın sığınma evlerinin adresleri kamuya açık hale getirilmiştir. Büyükşehirlerimizden birinde dolmuş şoförü sığınma evinde inecek var mı diye durakta sormaktadır. Kimsenin bilmemesi gereken bir yer durak ismi olmuştur.
Yeterli sayıda sığınma evinin olmama hali şiddete maruz kalanların güvenli alanlara erişimine engel olmaktadır. Sığınma evinin olmadığı yerlerde çocuk esirgeme kurumlarında geçici barınma sağlandığı için kadınlar şiddete karşı korunmasız durumdadır. Deprem bölgesinde sığınma evinin yıkılması ile uzun bir süre başka bölgelere gönderme ya da talepleri geri çevirme durumu gerçekleşmiştir. Kapasitenin yetersiz olmasından kaynaklı birçok bölgede hala taleplerin karşılık bulamama durumu vardır. Kadınların yer yokluğu nedeniyle geçici çözüm olarak otellere ya da başka mekanlara yerleştirilme durumlarında güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Kadın sığınmaevleri ile ilgili tek sorun yer sorunu değildir. Şiddete maruz kalan kadının oraya erişebilmek için ısrarcı olması da gerekmektedir. Çünkü birçok yerde sığınma evi için istenen belgeli kadının o anda temin etmesi mümkün değildir. Şiddetle doğru orantılı verilen adres gizliliği kararı bizim bölgemizde değilsin gibi red cevaplarına neden olmaktadır. Şiddete maruz kalanın tehlikeden bir an önce uzaklaşması gerekirken bürokratik engellere takılması onu tekrar şiddet döngüsüne sokmaktadır.
Baro kadın hakları merkezlerinin, kadın örgütlerinin tüm çabalarına rağmen hala birçok yerde kadınlar kolluk kuvvetlerinin müdahalesine maruz kalmaktadır. “Siz ailesiniz. Kocandır. Severde. Döverde” minvalinde başlayan cümlelerle barıştırma çabaları, kadın ikna olana kadar işlemi yapmayıp karakolda bekleterek yıldırma, “Orada başına bir şey gelirse kim seni koruyacak” gibi aba altında sopa göstermeler sahadan gözlemlediğimiz bir çok örnekten bir kaçı. Uzaklaştırma kararına istinaden sığınma evine giden H.G isimli müvekkilim iki gün sonra arayıp evine dönmek istediğini söylemişti. Çocukları ile gittiği sığınma evinde yeterli yemek gelmediği için çocuklarının aç kaldığını ve sürekli ağladıkları için dayanamadığını belirterek şiddet mekanına geri döndü. Çünkü ailesi de onu çocuklarını geride bırakıp gelmesi halinde kabul edeceğini söylemişti. Birçok kadın sığınmaevinde kendisine suçlu gibi davranıldığı ve aşağılandığı, ancak devletin kurumunu şikâyet edemezsin denildiği için oradan ayrılmayı tercih ettiğini söylemiştir. Kadınların sığınma evinde yetişkin olmalarına rağmen giriş çıkışları izne tabidir. Şiddet döngüsünden kurtulmak için sığınmaevlerine ulaşım, orada barınmak, hedefi olan yeni yaşama hazırlanmak deneyimlerden gözlemlediğimiz kadarıyla çokta mümkün değil. Sığınma evi durak ismi olmaktan çıktığı an kadınlar için kazanım olmaya başlayacaktır.