Sosyal medyada bir videoya denk geldim. Genç bir erkek televizyonda bir kadının “Tüm erkeklerin Allah belasını versin” dediğini, kendisinin evde televizyon seyredip çekirdek çitlediğini konuyla ilgisinin olmadığını söyledi. Bunlar çok sık duyduğumuz sözler. “Ben o erkeklerden değilim. Kadına el kalkmaz. Bu vahşeti yapan erkeklerden utanıyorum.” Kabul. Sen değilsin o şiddetin tarafı olan erkek. O halde sokakları kadınlar için güvensiz hale getiren, şiddete maruz bırakan, katleden kim?
Toplumsal bir olayda kadınlar fikirlerini söylerken sürekli kendini savunan bir erkek kitleye maruz kalıyoruz. Eleştiri yaparken kişisel olarak senden bahsetmiyoruz. Mevcut erkekliğin, politikaların yanlışlığından bahsediyoruz. Yaşamın her alanında politikadan tutun da evde, işte sürekli konuşuyorsunuz… bari kadın alanlarını işgal etmeyin. Kadının özne olduğu konularda bırakın kadınlar konuşsun. Ama erkek fikirleri tırnak içinde daha akilane olduğu için onlar konuşmalı. Empati kuracakları bir mesele olmasa da…
Hafta sonu oynanan bir futbol müsabakasında Sivasspor “Doğal olan normal doğum” pankartı ile sahaya çıkarak üstüne vazife olmayan bir konuda fikir beyan etti. Pankartı taşıyanlardan hiç tanesinin doğum yapma ihtimali olmasına rağmen fizyolojik, biyolojik empati kurdular. Erkeklerle ilgili yapılan önerilere dair kaç tane kadın sporcu pankart ile sahaya çıktı bu güne kadar. Hiç yok. Kadınların sağlık, üreme, bedenleri ile ilgili kararlarında özgür olmaları en temel insan hakkıdır. Kanunlarla ve uluslararası sözleşmelerle bu hak güvence altına alınmıştır. Sosyal yaşamda kadınların nerede, nasıl konuşması gerektiğini bilen yeteneklerinin aksine erkekler hep alan dışı konuşmayı becerebiliyorlar. Ama susan erkeğin makbul olduğunu bilmeden konuşuyorlar. Oysa erkekler için Mevlana’nın söylediği çok güzel bir söz var: Biliyorsan konuş alim sansınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.
Ülkemizde erkeklerin dünyanın aksine cinsiyet eşitliği konusunda geriye düşmesi siyasi iktidarın politikalarından kaynaklanıyor. Kadınlar özgürleştikçe erkek devlet daha çok saldırıyor. Siyasi iktidarın temsilcisi cumhurbaşkanının çeşitli söylemlerinde sarf ettiği “Kadın mıdır? Kız mıdır? Bu feministler filan var ya, bunlar da çıkıyor, ne demek, kadın emanetmiş diyor. Ya senin bizim medeniyetimizle, inancımızla, dinimizle ilgin yok ki” gibi söylemleri eril zihniyete meşru alan açıyor. İlerici, cinsiyet eşitliği gözeten yasaların varlığına rağmen siyasi iktidar geriden gelmeyi tercih ediyor. Kadınlar özgürleştikçe iktidarın dili de aşağılamanın dozunu artırıyor.
Kadın alanlarında kadının yerine konuşmak erkekleri entelektüel yapmıyor. Erkekler fikir beyan ederken bunu deneyim paylaşmak, birlikte fikir jimnastiği yapmak içinde yapmıyorlar. Erkek devletin egemenlik ilişkisi nedeniyle bunu yapıyorlar. Güç odağı oldukları için söz söyleme hakkına sahip olduklarını düşünüyorlar. Kendisinin bu sistem içinde farklı olduğunu iddia eden erkekler de mevcut düzenin avantajlarından yararlanıyor. Kadınlar bu düzeni değiştirip, dönüştürmek için alanlarına sahip çıkıyor. Kadın bedeni, üremesi ve sağlığı ile ilgili söz söyleme hakkı sadece kadınındır. Kendisini bu konuda hak sahibi zanneden Sivaspor’a bir taraftar olarak küme düşmeniz umuduyla diyorum.