Halit KATKAT


Sorunlar toplumsal, kararlar bireysel

Halit KATKAT


Aslında çoktan tarihin antik eserler müzesine kaldırılması gereken tek kişi yönetimi, tarihin derinliklerinden günümüze kadar gelmiştir.

Bu yönetimlerin ismi ister köleci krallık, tiranlık, feodal krallık, beylik olsun ister padişahlık olsun hepsi toplumun üstünde toplumu varlıklı sınıflar adına tek kişinin veya “avanesi” ile birlikte yöneten despot yönetimler idi. Üretici sınıflara, “ülke için”, “vatanımız için”, “milletimiz için”, devletimizin bekası için” diyerek istedikleri ülkeye savaş açıyor, masraflarını da üreticilerin ürünlerine daha ürün tarlada iken el koyup karşılıyorlardı. Peki kapitalist, burjuva demokrasiye geçince bu değişti mi? Hayır.

Beş yılda bir halkın önüne sandık konuyor. Ülkeyi yöneten biri seçiliyor. Bütün kararlar, seçilen o kişi tarafından alınıyor. Buna da demokrasi veya halk iradesi deniyor. Yani bütün halkın iradesi bir kişide toplanıyor. Ama sonuçta alınan kararlar ve uygulamalar bakımından feodal krallık, ya da padişahlıktan farkı sadece sandık oluyor. Bunu elbette sadece ülkenin tepesindeki kişi için düşünmemeliyiz. Seçimle gelen belediye başkanları da her ne kadar bir meclis varsa da son tahlilde kararların uygulaması ya da uygulanmamsı bir kişiye ait. Kendine ayrılan beş yıl kent yönetimindeki uygulamalardan sorumlu değil. Yapılan yanlışların bedelini tüm kent halkı ödüyor. Yeni belediye başkanı geliyor. Deneyimsiz ona biraz süre verelim, fazla yüklenmeyelim deniyor. Peki toplum devamlı bu acemiliklerin bedelini ödemek zorunda mı?

İskenderun Belediyesi'nde 170 işçinin sözleşmesi feshedilmiş. Neden “işçi fazlalığı var” deniyor. Giden başkan da gelen başkan da aynı partiden... yani buna partizanlık olarak bakamayız. Eğer giden başkan tarafından kendi yandaşları olarak fazladan işe alındıysa hesabı ona kesilmesi gerekmez mi? Kaldı ki iki büyük depremden dolayı bütün kentin yıkıldığı bir dönemde işçi fazlalığı olması mümkün değildir. Bu işçilerin işten çıkarılmasının bir mantığı yok. Zaten işverenlerin işçileri rahatça işten çıkarılmasını kolaylaştıran bu yasa 12 Eylül darbecileri tarafından çıkarılmıştı. İşverenler ve devlet bu yasayı kullanarak işçileri daha ucuza çalıştırıp daha kolay işten çıkarabilmektedir.

Seçilmiş tek adamlardan ayrı olarak bir de atanmış tek adam yönetimleri var. Bunlar da bakanlıklardan başlıyor, aşağıya doğru genel müdür, vali, kaymakam v.b yetkililerin her biri tek başına karar verip uygulayabiliyorlar. Ve bu kararlarından ve uygulamalarından sorumlu olmuyorlar. Bu uygulamalar elbette parti farkı gözetmeden bütün iktidarlar için böyledir.

Dolayısıyla bu demokrasi halk için değil egemen sınıflar için demokrasidir. Halkın denetleyemediği, hesap soramadığı bir uygulama halk için olamaz.