Halit KATKAT


Suriyeli mülteciler sorun mu? ucuz iş gücü mü?

Halit Katkat


Suriye´de savaş çıkınca savaştan kaçan milyonlarca insan doğal olarak ülkemize sığındı. Onların ülkemize kabulü gayet insani olan bir durumdu. Komşunuzda yangın çıksa ilk önce onun sığınacak yeri sizin evinizdir. Yangından ya da savaştan kaçan insanlara kucak açmamanın ya da bana ne demenin insanlık değerleri ile bağdaşır bir yanı yoktur. Kaldı ki savaş, bu insanların isteyerek ve kendi iradeleri ile çıkardıkları bir durum da değildir.
Hastane kuyruğunda bekleyen işçi kuyrukta bekleyenlerin çoğunluğunun Suriyeli olduğunu görünce “bunların yüzünden bekliyoruz” deyip Suriyelilere kızabiliyor. Suriyelilere kızan işçi, onların sağlıksız barınaklarda barınıp sağlıksız beslendikleri için hastane kuyruklarında çoğunluğu oluşturduğunu düşünmüyor. İşsiz kalan ya da düşük ücretle çalışan işçi, bunun suçunu Suriyelilere yüklüyor. Böyle görmekte kendisi açısından haksız sayılmaz. Çevremize baktığımızda tarımda ve inşaat işlerinde hep Suriyeli işçileri görüyoruz. Bunun nedeni yoksulluk ve çaresizlikten dolayı düşük ücrete razı olmalarıdır. Yerli işçilerin 70-100 liraya yaptığı işleri, onlar 35-50 liraya yapmaktadırlar. Geçenlerde Suriyeli bir inşaat ustası ile tanıştım. Onun anlattıkları ilginçti. Çat pat Türkçesi ile şöyle diyordu: “Suudi Arabistan, Mısır vb. Arap ülkelerinden hiç biri bizi kabul etmezken Türkiye kabul etti. Türkiyeden memnunuz.'
'Her Suriyeliye para veriliyormuş, sen de alıyor musun?' soruma, “Hayır ben almıyorum. Üç çocuktan fazla olanlara kişi başı 130 lira veriliyor. Benim iki çocuğum var. Sadece ana okuluna giderse ayda 35 lira yol parası veriyor. Bir Kuba marka motoru vardı. Haklarında çıkan dedikodulardan şikayetçi olarak ´bu motoru devlet mi verdi?´ diye soruyorlar; ben bunu kendi paramla aldım” dedi. Bir Türk usta ile birlikte çalışıyorlardı. Yanlarında iki de Suriyeli işçi vardı.
Geçenlerde CHP Bolu Belediye Başkanı, “Bolu Belediye´sinden yabancı uyruklulara ayni ve nakdi yardım yapılmaması” talimatı vermişti. Şimdi denebilir ki 'bunda ne var onlara verilen Türklere verilsin”. Ama bunu diyenlere, aynı şey Almanya´da Türklere aynı şey yapılsa ne dersiniz, diye sorsak ne diyecekler merak ediyorum. Bildiğim bir arkadaşım emekli olduktan sonra Almanya´ya gitmişti. Geçinemediğini fatura ve maaş dekontu ile belgelediği takdirde maaştan fazla harcamayı belediyenin ödediğini söylemişti.
Bu mülteci düşmanı tavrın arkasından bu defa da CHP´li Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Suriyeli mültecileri zabıtalar vasıtasıyla Mudanya sahilinden “süpürme” hamlesinden sonra mülteci düşmanı tavır içeren bir tweetle gündem oldu. “Hiç kimsenin başkalarını rahatsız etme, özgürlüğünü engelleme hakkı yoktur. Bizim çocuklarımız şehit olurken, analarımız ağlarken, ekonomimiz kötüye giderken onların zevki sefa içinde yaşamaları ve bizim insanımızı rahatsız etmelerine tahammül edemeyiz.” dedi. Ama aynı günlerde bir bayram günü Kocaeli Çayırova´da bir tekstil fabrikası alevler içinde yanarken ilk belirlemelere göre, Afgan ve Suriyeli 4 işçi yanarak can verdi. Bu işçiler fabrikada yasa dışı yollardan gelip ucuza çalışan işçilerdi. Yani zevki sefa içinde yaşamıyorlardı. Mültecilerin fabrikalarda yasa dışı olarak çalışmasına ses çıkarmayıp kayıt dışı sömürülmesine göz yummak makbuldü, ama sahil ve plajlarda görülmeleri pek makbul olmayan bir durumdu....