Nurullah ER


TİRŞİK GÜNÜ

Nurullah ER


Tirşik bir yemek adıdır.

Doğada kendiliğinden yetişen pancar adı verilen, koyu yeşil yapraklı bir yaban otundan yapılır.

Akdeniz iklimine sahip, dağlık, engebeli alanlarda; güz yağmurlarıyla kendiliğinden çıkan, kışa doğru yaprakları oluşan otsu bir bitki türüdür.

Yılan pancarı, yaban pancarı, yılan yastığı adıyla adlandırılan pancar, zehirlidir, çiğ yenmez. Yemeği zahmetlidir. Doğrarken elleri ısırır. Yemeği yöreye göre geleneksel olarak değişir. Andırın’da, tütün gibi kıyılır, içine hiçbir şey katılmadan yoğurtla mayalanır, en az on iki saat sonra pişirilir. Genelde bulgur pilavıyla yenir.

Her bölge de yemeği yapılsa da tirşik Andırın’la özdeşleşmiş bir yemektir. Andırın’da tirşik çorbası denmez. Tirşik adıyla söylenir. Andırınlılar Eğitim Kültür Yardımlaşma Deneği 06.05.2010 tarihinde Patent Enstitüsüne başvuru yaparak tirşik yemeği, Andırın adına tescillenmiş ve markalaşmıştır. Ayrıca “Tirşik” adında, Andırın’ın doğasını, tarihini, kültürünü, sosyal yaşantısını, ekonomisini konu alan bir dergi yayınlanmaktadır.

Pazarlarda satılırken, pazarcılar, “Andırın doktoro geldi.” diye çağrılır.

Şifalı olduğu bilinir, efsaneleri anlatılır. Bölge birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığından, yemeğinin ilk defa kimler tarafından yapıldığı bilinmez. O belki bir Hititli, belki Romalı, belki de Ermeni’dir. En son ev sahibi Türkmenlerden de kalmış olabilir. Belki de bir kıtlık yemeği…

Orta Toroslar’da dağlık, engebeli bir coğrafi yapıya sahip olan Andırın, Çukurova düzlüğüyle enginleşen, Toros dağlarıyla yükselen, Ceyhan nehriyle sulanan Osmanlı döneminde ilçe olmuş bir kasabadır. Tarihte İpek Yolu olarak bilinen ticaret yolu, doğudan batıya Andırın üzerinden geçer. Tarihi zengin, doğası güzel ve bereketli bir coğrafyadır. Halkı, on birinci yüz yılda bölgeye yerleşen Türkmenlerden oluşmaktadır. Sözlü kültürle yetişen halkı, Torosların ozanı Karacaoğlan kadar doğasına ve insanlığa sevdalı, Dadaloğlu kadar da kavgacıdır.

Geçmişte, Osmanlı’nın tebaası, Çukurova’nın ameleliğini yapan halkı, Cumhuriyetle birlikte kimlik kazanmış, aileler çocuklarını okutmada geri kalmamıştır.  Okur yazar oranı yüksek olan, Andırın’da, öğretmen, ebe, hemşire, polis, asker, ormancı gibi memurlar bugün ülkenin dört bir yanında görev yapmaktadır. Son yıllarda azımsanmayacak kadar da bürokratları vardır. Tek eksiği siyasetçi çıkaramaması. O da belki günümüz politikasına ayak uyduramadıklarındandır. Siyaseten siyaset yapamadıklarındandır. O nedenle yeterince hizmet alamadığından sürekli göç yaşamaktadır.

İskenderun’da beş yüze yakın Andırınlı olduğu bilinmektedir. Onlarında üç yıl önce kendi aralarında oluşturdukları TÜRKAB Platformuyla Andırınlılar olarak bir araya gelmişlerdi. Platformun başkanlığını, eğitimci ve yönetici Cihangir Kaya yapmaktadır. Üyeleri her yıl bu aylarda bir araya gelerek “Tirşik Günü” tertiplerler. Kendi aralarında bölgesel geleneklerine göre yaptıkları tirşiği içerler.

Bu yıl böylesi bir organize 10.01. 2025 günü İsos otelinde yapıldı. Yoğun ilgi gören geceye, yüz ellinin  üzerinde Andırın’lı ve misafir katıldı. Tirşik içilerek, yörenin şiirleri okunarak, davullu zurnalı halaylar çekilerek hoşça vakit geçirildi, hasret giderildi. Platform adına Başkan Cihangir Kaya, günün anlamına dair konuşma yaptı, katılımcıları selamladı. Andırın’a dair yazdığı şiirle tüm Andırınlılar Andırın’a gitti. Soğuk pınarlarını, serin yaylalarını özledi, Andırın’ın insan sıcağını, misafirperverliğini yaşattı.

Tirşik yemeği her ne kadar şifa kaynağı olarak içilse, damak tadını giderse de, Andırın’dan uzakta yaşayanlar, bir araya gelerek, hasret giderme de, kültürlerini yaşamada bir vesile kaynağı olmaktadır.