Sadullah ÇAĞLAR


Unutulmaz Dostluklar

Sadullah ÇAĞLAR


İnsanın en önemli temel ilkesi sevgi ve hoşgörüdür. Arkadaşlığı ve yıllarca beraber olduğun ilişkileri unutmak olmaz. 
Günümüzde insanlar politik görüş ayrılığını öne koyarak yaşanmışlıkları yok sayıyorlar. Bu insanı yalnızlaştırıyor. 
Politik mücadelede ihanete girmediği sürece yanlış yapmak insan için doğaldır. 
Hiçbir kişi vazgeçilmez değildir.  
Geçtiğimiz yıllarda gazetelerde ilginç bir haber ilgimi çekti. Haber şöyle idi: 86 yaşında vefat eden gazeteci yazar Şiar Yalçın’ın cenazesi dün Ankara’da toprağa verildi. 
Cumhuriyet gazetesinde bir dönem köşe yazıları çıkan Yalçın’ın cenazesine aydınlar da katıldı. Annesi Aliye Nazlı’nın yanına gömüldü.   
Yalçın’ın babası Maliye Nazırı Cavit Bey 1926’da Atatürk’e yapılmak istenen İzmir suikast girişimi nedeniyle İstiklal Mahkemesi tarafından idam edildi. 
Cavit bey hakkında idam kararını, gazeteci yazar Altemur Kılıç’ın babası İstiklal Mahkemesi başkanı Kılıç Ali verdi.  
Cenazede bulunan Altemur Kılıç gözyaşlarına hakim olamayarak Şiar Yalçın’ın babasının idam fermanını imzalayan mahkeme başkanı Kılıç Ali’nin oğlu olmasına rağmen “80 yıldır onunla dostluğumuz bozulmadı.” dedi. 
“Peki bu dostluk nasıl oluyor” diyenlere Altemur Kılıç, “Şiar benim can dostum. Uzun yıllar aramıza hiç kimse giremedi” dedi. 
Altemur Kılıç 2016 yılında hayata gözlerini yumdu. 
İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidarında partinin sözcüsü, Tanin gazetesi baş yazarı Hüseyin Cahit Yalçın, Maliye Nazırı Cavit Bey’in en yakın dostuydu. Hüseyin Cahit Yalçın ve Cavit Bey İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerindendi. 
Cavit Bey mahkeme günlerinde tek oğlu olan Şiar’ı Hüseyin Cahit’e emanet ediyor. Hüseyin Cahit zaman içerisinde onu evlat edinir. 
Aslında İzmir suikastında paşalarla yol ayrımı cumhuriyet yeniliğiyle başladı. 2.Meşrutiyetçilerin gündeminde laik Cumhuriyet yoktu. 
Mustafa Kemal ve İsmet Paşa Cumhuriyet devriminde yalnız iki kişi idi. Bu gelişme uygarlık kapısını açmaydı. 
Genelde Batı’yı kopyalamak değildi. 
Mustafa Kemal’in milli mücadelenin lideri olması ve gerçekleştirdiği devrimler İttihatçılarla yol ayrımını getirdi. Siyasal olarak paşaların gündeminde politik hedefler yoktu ama Mustafa Kemal ve İsmet Paşa’nın hedefinde bilim ve felsefe vardı. İzmir suikastına karışan kişiler Cavit Bey’in yakın dostlarıydı. Özünde yol ayrımı eski ve yeninin çatışması idi 
Şiar Yalçın babası ile ilgili “cemiyetin önde gelen kişileri babamın yakın arkadaşı idi. Bilemiyorum ama bana göre babam ve Cavit Bey yakın dostlarının gazabına uğradı.” dedi.  
İzmir Suikastı ile ilgili Ekicigil Yayınlarından çıkan İzmir Suikastının İç Yüzü adlı 2 ciltlik kitabı çok genç yaşta okumuştum. İleri günlerde bu konuda yeniden yazacağım. 
Özellikle milli mücadelenin başlangıcı olan Erzurum Kongresi, Doğu Bölge Komutanı Kazım Karabekir’in desteğinde başladı. Karebekir’in İzmir Suikastı nedeni ile yargılanması toplumda tartışma yarattı. Bu amaçla devrin Başbakanı İnönü mahkeme heyeti başkanı Kılıç Ali’yi, Kazım Karabekir Paşa’yı yargılamanın yanlış olduğunu, orduda sıkıntı yaratacağını söyleyerek uyarır. Mahkeme Başkanı Kılıç Ali, “İsmet Paşa dikkatli ol! gerekirse seni bile yargılarız” diyerek tehdit etmiştir. 
Başbakan İnönü, Mustafa Kemal’e “Paşam, Kazım Paşa’nın yargı önüne çıkması çok büyük tepki yaratır. Bu tür uygulamayı ben asla kabul etmem, bu konu huzursuzluk yarattı. Bu yanlışı düzeltelim’’ dedi. 
İsmet Paşa kendini ortaya koyarak eski bir arkadaşı olan Kazım Paşa’ya karşı büyük bir dostluk örneği verdi. Kazım Karabekir’i ipten aldı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atatürk’ün ölümü sonrası Milli Mücadelede öne çıkan paşalara devlette görevler verdi. Fakat bu isimler ilk fırsatta Demokrat Parti’ye destek verdiler. 
Bir gün 1950 sonrası eski Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay çok ilginç bir açıklama yaptı. “Biz olmasaydık Atatürk bizsiz bağımsızlık mücadelesini başarırdı ama o olmasaydı biz yapmazdık” dedi. 
1950 yıllarında Başbakan Menderes CHP’nin yirmi yedi yıllık iktidarını eleştirirken İnönü “Adnan Bey, sen o dönemde CHP milletvekili idin. Neden kürsüye çıkıp konuşma yapmadın. Atatürk döneminin bütün sorumlusu benim. Biz İstiklal Mahkemesinden demokrasiye geçtik ama siz İstiklal Mahkemelerine yeniden getirmek istiyorsunuz” dedi. 
1947 CHP kurultayında Milli Şef unvanı tüzükte değişiklik yapılarak kaldırıldı.