Nurullah ER

Tarih: 17.09.2025 07:01

Yangın

Facebook Twitter Linked-in

Yangının zamanı, mekanı yoktur, özellikle yaz aylarında oluşan bir doğa cinayetidir. 

Büyük oranda insan kusurlu ve ihmalli bir felakettir.

Yangını yaşamayan bilmez.
Gecen Cuma günü bir yangın faciasıyla bende karşılaştım. Andırın Beşbucak mahallesindeki evimin tadilatını yaptırırken kaynak makinasından çıkan bir kıvılcımından bahçedeki kur otlar tutuştu, rüzgarın etkisiyle zeytin ağaçlarına sıçrayınca büyüdü. Birkaç kişiyle müdahale edilse de önlenemiyordu. İtfaiye kısa zamanda gelse de evlere şenlik. Bizim duyduğumuz, bildiğimiz bir itfaiye değildi. Tek şoför vardı. Aracı durdurdu, gayet serin kanlı ince su hortumunu kardeşime uzatıp vanayı açtı. Suda tazyik falan yoktu. Uyarınca arabaya gaz veridi biraz arttırdı. Ne var ki kendisi aracın etrafında dolanıyor, yangına bakmakla yetiniyordu. Ne su tabancasıyla müdahale ediyor, ne de başka bir gayret gösteriyordu. Bahçenin büyük kısmı yanmadan gerek itfaiye suyunun, gerekse de orada bulunanların gayreti ile söndürülmüştü. Eğer söndürülmemiş olsaydı, bahçenin arkasındaki ormana ve eve sıçrayacağından Andırın bölgesinin ormanının büyük kısmı yanacak, ev de küle dönecekti. Söndürüldükten sonra itfaiyecinin  yanına vardığımda ilgisizliğini, lakaytlığını sorduğumda, “ben şoförüm, yalnız başıma ne yaparım, adam vermiyorlar” demekle yetindi. Soğutma istediğimde, “gerek yok, söndü bir şey olmaz” diyordu. Ne var ki yangın yerindeki sığır tezekleri, odunlar, ağaçlar içten içe hala yanıyordu.

Birkaç yıldır yaz aylarında yangınsız gün geçmiyor ülkemizde.  Aylarca tartışması sürüyor ancak. Önlem alındığını, ders çıkartıldığı görülmüyor. Günden güne ülke yangın yerine dönüyor.  Yaşadığım yangında gördüğüm kadarıyla yangınların uzun süre söndürülememesin nedeninin itfaiyeci ve itfaiyeciyi idare edenlerin de zihniyetiyle ilgili olduğunu gördüm. Bir itfaiye görevlisi birilerini  suçlayarak, eksiklik ve noksanlığa yaslanarak görev yapamaz. Madem o anda görevlisin, o işi yapmak için, bir kişi de olsan gerekli gayreti göstermek zorundasın. İtfaiyeler, yangın söndürme kuruluşu bilinir. Osmanlı’dan kalan bir kurumdur. Tarihten gelen geçmişi vardır. Tarihsel geçmişler tecrübelerin birikimidir. Teknolojik gelişmelerin, eğitimde yeniliklerin ilk adresi itfaiye kurumu olmalıdır.  Askerlik mesleğine yakındır. Eğitim, ekip, donanım, araç gereç işidir. Bu işte tasarrufa gidilemez, ihmal edilemez, birilerinin çıkarı için göz yumulamaz. Belki yılda bir yangın meydana gelir, gerekli donanımın yoksa dört bir yanı yakarsın, ülkeyi küle dönderirsin.  Beylik laflar, ciğerlerimiz yandı sözü, çok şükür can kaybı yok, kısa zamanda önlendi tesellisiyle yangına çare bulunamaz. Bir kişiyle savaş yapılamayacağına göre, bir kişiyle de yangın elbette söndürülemez. İtfaiyeci ekibi, itfaiye eri olarak adlandırılır, en az üç kişi bilinir.  Orman alanlarının dağlık olması nedeniyle, karayoluyla ulaşılamayacağına göre, hava yangın söndürme uçaklarının, ekiplerinin eğitimli ve donanımlı şekilde arttırılması gerekir.

Yangın belki de dünyanın en acı veren felaketidir. Yanan canlıdır, yok olan doğadır, değerdir, tarihtir. Üç tarafı denizlerle çevrili, dört bir yanı ormanlarla kaplı, yeşille mavinin buluştuğu, güneşle toprağın kucaklaştığı böylesi bir coğrafya yangın gibi, deprem gibi insan kusurlu felaketlere teslim edilmemeli. Bunlardan çıkar sağlamak için gizli kapaklı iş çevirenlere izin verilmemelidir. Ormanlarımız dün yanıyordu, bugün de yanıyor, istemeyiz ama böyle giderse yarın da yanacak. Kamu teşkilatlarında tasarruf politikası kesinlikle itfaiyeyi kapsamamalıdır.

Yangına karşı alınan önlem, söndürmeden daha önemlidir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —